干干净净 tertemiz
Explanation
指非常清洁，没有一点儿脏东西。
Çok temiz, hiçbir kir yok demektir.
Origin Story
从前，在一个小山村里，住着一位勤劳善良的老奶奶。她每天都把自己的小院子打扫得干干净净，一尘不染。她种的蔬菜，也总是洗得干干净净，晶莹剔透，像一颗颗闪亮的绿宝石。村里人都夸她是个干净人，连小动物都喜欢在她院子周围玩耍。有一天，村里来了个有名的画家，他被老奶奶干净整洁的小院子深深吸引了，于是以老奶奶的小院子为素材，画了一幅栩栩如生的画，画中的一切都干干净净，仿佛能闻到泥土的芬芳。这幅画后来被评为最佳作品，而老奶奶的小院子也成为了远近闻名的风景名胜。
Bir zamanlar, küçük bir dağ köyünde, çalışkan ve iyi kalpli bir büyükanne yaşarmış. Her gün küçük avlusunu tertemiz, toz zerresine bile rastlanmayacak şekilde temizlermiş. Yetiştirdiği sebzeler her zaman tertemiz yıkanır, pırıl pırıl ve berrak olur, sanki parıldayan zümrütler gibi olurmuş. Köy halkı onun temizliğinden övgüyle bahsedermiş, hatta küçük hayvanlar bile avlusunda oynamayı severmiş. Bir gün köye ünlü bir ressam gelmiş. Büyükannenin temiz ve düzenli avlusundan çok etkilenmiş, bu yüzden avluyu konu alarak gerçekçi bir resim yapmış, resmin her tarafı tertemizmiş, sanki toprağın kokusu alınıyormuş gibi. Bu resim daha sonra en iyi eser ödülünü kazanmış ve büyükannenin avlusu meşhur bir turistik yer haline gelmiş.
Usage
用于形容非常清洁的状态，没有一丝污垢或杂质。
Çok temiz bir durumu, kir veya safsızlık izi olmadan tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
他把房间收拾得干干净净。
ta ba fangjian shoushi de ganganjingjing. zhuomianshang ganganjingjing, meiyou yisi huichen
Odayı tertemiz yaptı.
-
桌面上干干净净，没有一丝灰尘。
Masada hiç toz yoktu，