满目疮痍 her yer harap olmuş
Explanation
形容到处都是灾害造成的创伤景象，一片破败萧条的景象。
her yerde felaketlerin izlerinin olduğu bir sahneyi tanımlar; yıkım ve ıssızlık sahnesi.
Origin Story
话说唐朝年间，边疆战火不断，百姓流离失所。一位老兵负伤归来，他所经之处，到处是残垣断壁，饿殍遍野，满目疮痍的景象让他心碎不已。他想起家乡曾经的繁荣景象，如今却变成这副模样，不禁老泪纵横。他决定投身重建家园的事业，为家乡的重建贡献自己的力量。他四处奔走，动员乡亲们一起努力，最终，经过几年的努力，家园得以重建，百姓也安居乐业。但那满目疮痍的景象，却永远刻在了老兵的心里，成为了他终身难忘的记忆。
Tang Hanedanlığı zamanında, sınır savaşlarının sürekli olarak sürdüğü ve insanların yerlerinden edildiği söylenir. Yaralı bir savaş gazisi eve döndü. Nereye giderse gitsin, yıkılmış duvarlar ve harap binalar, her yerde açlıktan ölmüş insanların cesetleri gördü - korkunç bir manzara. Şehrinin bir zamanlar sahip olduğu refahı, şimdi bu halde olduğunu görünce gözyaşlarını tutamadı. Memleketini yeniden inşa etmeye, işe katkıda bulunmaya karar verdi. Çevrede dolaştı, hemşehrilerinden yardım istedi. Sonunda, yıllarca süren çalışmanın ardından, memleketi yeniden inşa edildi ve insanlar huzur içinde yaşadı. Ancak yıkım manzarası, gazinin kalbinde sonsuza dek silinmez bir anı olarak kaldı.
Usage
形容灾难过后，到处都是破坏的景象。
doğal afetlerden sonra yaygın yıkımı tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
战争过后，满目疮痍，家园尽毁。
zhanzheng hou, manmu chuangyi, jiayuan jin hui.
Savaştan sonra her yer yıkılmıştı.
-
这场地震过后，满目疮痍，人们流离失所。
zhechang dizhen guo hou, manmu chuangyi, renmen liuli shi suo
Depremden sonra her yer yıkılmıştı ve insanlar evsiz kalmıştı