自觉自愿 gönüllü olarak
Explanation
指自己意识到并愿意去做某事，强调主动性和自觉性。
Bir şeye karşı kendi farkındalığını ve istekliliğini ifade eder, inisiyatifi ve öz farkındalığı vurgular.
Origin Story
在一个偏远山村的小学里，有一位年轻的女老师，她对孩子们充满爱心。为了让孩子们更好地学习，她经常利用课余时间为孩子们辅导功课。她不仅教孩子们知识，还教孩子们做人。她经常教育孩子们要自觉自愿地做好每一件事情，要为集体着想。孩子们在她的熏陶下，都变得懂事、勤劳、善良。有一天，学校要进行大扫除，女老师并没有强制要求孩子们参加，而是跟孩子们说，我们一起把学校打扫干净吧，这样我们学习的环境会更好，我们一起努力，好不好？孩子们一听，都非常高兴，纷纷表示要自觉自愿地参加这次大扫除。孩子们认真地打扫着每一处地方，从不偷懒，从不抱怨。他们把学校打扫得干干净净，整整齐齐。女老师看到孩子们这样积极主动地工作，感到非常欣慰。她知道，孩子们已经真正理解了自觉自愿的含义，也明白了为集体着想的重要性。这次大扫除，让孩子们深刻体会到了集体的力量，也增强了他们的集体荣誉感。从此以后，孩子们做任何事情都能够自觉自愿地完成，他们知道，只有这样，才能为集体做出更大的贡献。
Uzak bir dağ köyündeki küçük bir ilkokulda, öğrencilerini çok seven genç bir kadın öğretmen vardı. Öğrencilerinin daha iyi öğrenmelerine yardımcı olmak için, boş zamanlarını onlara özel ders vererek geçirirdi. Onlara sadece bilgi öğretmekle kalmaz, aynı zamanda iyi insanlar olmayı da öğretirdi. Öğrencilerine her görevi bilinçli ve gönüllü olarak yapmayı ve kolektif düşünmeyi sık sık öğütlerdi. Onun etkisiyle öğrenciler anlayışlı, çalışkan ve nazik oldular. Bir gün okulda büyük bir temizlik yapılacaktı. Kadın öğretmen çocukları katılmaya zorlamadı, ancak onlara şunları söyledi: Gelin birlikte okulu temizleyelim, böylece öğrenme ortamımız daha iyi olacak, birlikte çalışalım, tamam mı? Bunu duyunca çocuklar çok sevindi ve hepsi bu temizliğe gönüllü olarak katılma isteğini dile getirdi. Çocuklar her yeri özenle temizlediler, asla tembellik etmediler, asla şikayet etmediler. Okulu tertemiz ve düzenli bir hale getirdiler. Kadın öğretmen çocukların bu kadar aktif ve proaktif çalıştığını görünce çok mutlu oldu. Çocukların bilinçli ve gönüllü çalışmanın anlamını gerçekten anladığını ve kolektif düşünmenin önemini de anladığını biliyordu. Bu temizlik, çocuklara kolektiften gelen gücü derinden anlamalarını sağladı ve onların kolektif gurur duygusunu güçlendirdi. O günden sonra çocuklar her işi bilinçli ve gönüllü olarak yapıyorlardı; biliyorlardı ki, ancak böylece kolektif çalışmaya daha büyük katkıda bulunabilirlerdi.
Usage
用于描述一种自愿的行为，强调主观意愿。
Öznel istekliliği vurgulayarak gönüllü bir davranışı tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
同学们都自觉自愿地参加了这次义务劳动。
tongxue men dou zijue ziyuan de canjia le zhe ci yi wu laodong.
Öğrenciler bu gönüllü çalışmaya kendi istekleriyle katıldılar.
-
他自觉自愿地承担了这项任务。
ta zijue ziyuan de chengdan le zhe xiang renwu.
Bu görevi gönüllü olarak üstlendi.