躬行实践 Söylediğini yapmak
Explanation
亲身实践；身体力行。
Uygulamaya koymak; bizzat deneyimlemek.
Origin Story
话说唐朝时期，有一位名叫李白的诗人，他一生酷爱游历名山大川，他的很多诗作都描绘了壮丽的山河景色，但他从不只是纸上谈兵，而是亲身前往各地，体验生活，感受大自然的魅力。一次，李白听说蜀地有座峨眉山，景色奇绝，便决定前往一探究竟。他翻山越岭，历尽艰辛，终于到达了山顶，亲眼目睹了云海翻腾，奇峰耸立的壮观景象，这令他大为震撼，也为他的创作提供了丰富的素材。之后，他又游览了泰山，黄山等名山，并将这些经历融入他的诗词创作中，他的诗词因此充满了生机与活力，读来令人心旷神怡。李白的事迹充分体现了“躬行实践”的意义，只有亲身经历，才能真正领悟其中的奥妙，并将其转化为自身的知识和力量。
Antik Çin'in Tang Hanedanlığı döneminde Li Bai adında ünlü bir şair vardı. Ünlü dağları ve nehirleri gezmeyi çok severdi ve birçok şiiri muhteşem manzaraları canlı bir şekilde betimlerdi. Ancak, o sadece teorik olarak konuşmazdı. Bu yerlere bizzat gider, hayatı yerinde yaşar ve doğanın cazibesini hissederdi. Bir keresinde, Li Bai, Sichuan eyaletinde, nefes kesen manzaralarıyla ünlü bir yer olan Emei Dağı'nı duydu. Orayı ziyaret etmeye karar verdi. Dağları tırmandı ve vadileri geçti, zorluklarla karşılaştı ve sonunda tepeye ulaştı. Kendi gözleriyle dalgalanan bulutları ve yükselen tepeleri gördü, onu derinden etkileyen ve eserleri için bolca malzeme sağlayan muhteşem bir manzara. Daha sonra, Tai Dağı, Huang Dağı ve diğer ünlü dağları da ziyaret etti ve bu deneyimleri şiirlerine kattı. Şiirleri hayat ve canlılıkla dolu, okuyucularını memnun ediyordu. Li Bai'nin öyküsü, “躬行实践”in anlamını mükemmel bir şekilde somutlaştırıyor: sadece kişisel deneyimle bir insan, şeylerin inceliklerini gerçekten anlayabilir ve onları bilgiye ve güce dönüştürebilir.
Usage
用于形容亲身实践，身体力行。
Kişisel uygulama ve fiziksel çabayı tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
他总是躬行实践，从不纸上谈兵。
ta zongshi gongxing shijian, congbu zhi shang tanbing.
O, her zaman söylediğini yapar, sadece teoride konuşmaz.
-
学习要躬行实践，不能只读死书。
xuexi yao gongxing shijian, buneng zhi du si shu
Öğrenme, sadece kitaplardan okumak değil, pratiğe dökülmelidir.