整整齐齐 düzenli
Explanation
形容整齐有序,一丝不苟的状态。
Kusursuz, düzenli ve özenli bir durumu tanımlar.
Origin Story
在一个小山村里,住着一对老夫妻。老爷爷年轻时是位木匠,心灵手巧,做的东西都非常精致。老奶奶则是一位勤劳的农妇,家里的田地打理得井井有条。他们的小院子虽然不大,却收拾得干干净净,整整齐齐。院子里种着各种花草,开得五颜六色,芬芳扑鼻。屋里屋外,摆设简单,却一尘不染。村里人都羡慕他们,说他们老两口是模范夫妻。一天,村长带着几个村民来拜访他们,看到他们家的一切都摆放得如此整整齐齐,赞叹不已。老爷爷笑着说:“这都是老伴勤劳的结果,她总是把一切都整理得井井有条,我这个老木匠,也只能把东西尽量做得精致一些,和她家里的摆设相配。”老奶奶也笑着说:“其实,生活也像这院子一样,只要我们用心去整理,它就会变得美好而有序。”
Küçük bir dağ köyünde yaşlı bir çift yaşıyordu. Büyükbaba gençliğinde marangozdu, becerikliydi ve zekiydi ve yaptığı her şey çok güzeldi. Büyükanne ise çalışkan bir çiftçi kadındı ve tarlaları her zaman çok iyi bakımlıydı. Küçük avluları, büyük olmasa da, her zaman temiz ve düzenliydi. Avluya çeşitli çiçekler ve bitkiler dikilmişti, çeşitli renklerde açıyor ve güzel kokuyorlardı. Evin içi ve dışı sade döşenmişti, ancak temizdi. Köy halkı hepsinden kıskanıyordu ve onların mükemmel bir çift olduğunu söylüyordu. Bir gün köy reisi birkaç köylüyle birlikte onları ziyaret etti ve evlerinin ne kadar temiz olduğunu görünce çok etkilendi. Büyükbaba gülümsedi ve şöyle dedi: ""Bu tamamen eşimin çalışkanlığının sonucudur. Her zaman her şeyi düzenli tutar ve ben bir marangoz olarak, evimizin dekorasyonuyla uyumlu olması için şeyleri mümkün olduğunca güzel yapmaya çalışırım."" Büyükanne de gülümsedi ve şöyle dedi: ""Aslında hayat da bu avlu gibidir. Eğer düzenli tutarsak güzel ve düzenli olur.""
Usage
用于形容整齐有序,井然有序的状态,多用于描写环境、物品的摆放或队伍的行进等。
Düzenli ve temiz bir durumu tanımlamak için kullanılır, genellikle çevrenin, nesnelerin düzenlenmesini veya bir takımın ilerlemesini vb. tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
教室里桌椅摆放得整整齐齐。
jiàoshì lǐ zhuō yǐ bǎi fàng de zhěng zhěng qí qí
Sınıftaki sıra ve sandalyeler düzgün bir şekilde düzenlenmiştir.
-
他的书桌总是整理得整整齐齐。
tā de shū zhuō zǒng shì zhěng lǐ de zhěng zhěng qí qí
Masası her zaman düzenlidir.
-
队员们列队行进,步伐整整齐齐。
duìyuán men liè duì xíng jìn, bùfá zhěng zhěng qí qí
Askerler, adım adım düzenli bir şekilde yürürler.