铁证如山 yıkılmaz delil
Explanation
比喻证据确凿,无可辩驳。
Yıkılmaz delil anlamına gelen bir deyimdir.
Origin Story
话说唐朝时期,京城洛阳发生了一起命案。死者是当地一位富商,家中财物被洗劫一空。案发后,官府立即展开调查,但线索匮乏,案件一度陷入僵局。然而,一位年轻的仵作凭借其精湛的验尸技术,在死者身上发现了一些细微的痕迹,并结合现场遗留的物品,最终找到了关键证据——一枚带有死者家族特殊纹章的戒指。这枚戒指被发现藏匿于凶手家中,成为铁证如山的证据。凶手无法抵赖,最终被绳之以法,富商的冤魂得以告慰。
Eskiden, zengin bir tüccar öldürülmüştü. Polis soruşturma başlattı ancak hiçbir ipucu bulamadı. Sonra, genç bir doktor tüccarın vücudunda bazı izler buldu. Bu izler, katilin evinde saklı bir yüzükle eşleşiyordu. Yüzük, katilin kimliğinin net bir kanıtı oldu. Bu yüzden katil tutuklandı.
Usage
作谓语、定语;多用于肯定句中。
Yüklem veya sıfat olarak kullanılır; çoğunlukla olumlu cümlelerde kullanılır.
Examples
-
这件案子证据确凿,铁证如山,不容抵赖。
zhejian anzi zhengju quezao, tiezheng ru shan, burong dila.
Bu davada deliller kesin ve reddedilemez.
-
面对铁证如山的证据,他不得不承认了自己的罪行。
mian dui tiezheng ru shan de zhengju, ta bu de bu chengren le zijide zuixing
Yıkılmaz deliller karşısında suçunu itiraf etmek zorunda kaldı