心惊胆颤 kalp çarpıntısı korkusu
Explanation
形容非常害怕，内心极度不安。
Aşırı korku ve iç karışıklığını tanımlar.
Origin Story
话说很久以前，在一个古老的村庄里，住着一位名叫阿兰的年轻女子。她善良温柔，深受村民喜爱。然而，她却有着一个不为人知的秘密：她患有一种罕见的疾病，每当夜深人静的时候，她就会感到心惊胆颤，仿佛有什么可怕的东西在暗中窥视着自己。 阿兰的病情日益严重，她开始不敢独自一人在夜间外出，甚至连自己的房间都不敢独自一人待着。她整夜睡不着觉，常常被噩梦惊醒，浑身冷汗。白天的时候，她也总是心神不宁，总感觉有什么东西在跟踪自己。 有一天晚上，阿兰在做饭的时候，突然听到门外传来一阵奇怪的声音。她吓得心惊胆颤，赶紧跑到房间里躲了起来。她紧紧地抱住自己，瑟瑟发抖，心里不停地祈祷着，希望不会有什么危险发生。 过了一会儿，声音消失了。阿兰小心翼翼地打开房门，探出头去看看外面发生了什么。她发现，原来是一只小猫在门外玩耍，刚才的声音就是小猫发出的。阿兰悬着的心终于放了下来，长长地舒了一口气。 从那天晚上之后，阿兰的病情开始有所好转，她不再像以前那样害怕了。她开始尝试着独自一人在夜间外出，也敢独自一人待在房间里了。她慢慢地战胜了自己的恐惧，过上了平静快乐的生活。
Bir zamanlar, küçük bir köyde Alana adında genç bir kadın yaşıyordu. O nazik ve kibar biriydi, herkes tarafından seviliyordu. Ama bir sırrı vardı: Nadir görülen bir hastalıktan muzdaripti ve her gece korkunç bir şeyin onu karanlıkta izlediği gibi hissettiriyordu. Alana'nın durumu kötüleşti. Geceleri yalnız başına dışarı çıkmaktan veya hatta kendi odasında yalnız kalmaktan korkuyordu. Uyuyamıyordu, çoğu zaman soğuk terler içinde kabuslardan uyanıyordu. Gündüzleri bile gergindi, sürekli biri onu takip ediyormuş gibi hissediyordu. Bir gece yemek yaparken, Alana dışarıdan garip sesler duydu. Korkudan titreyerek odasına koştu ve saklandı. Kendini sıkıca sarıp sarmaladı, titriyordu ve kötü bir şey olmayacağını dua ediyordu. Bir süre sonra sesler kesildi. Dikkatlice Alana kapıyı açtı ve dışarı baktı. Dışarıda oynayan küçük bir yavru kedi olduğunu, seslerin de ondan geldiğini keşfetti. Alana'nın kalbi sakinleşti ve rahat bir nefes aldı. O geceden sonra Alana'nın durumu düzeldi. Eskisi kadar korkmuyordu. Geceleri yalnız başına dışarı çıkmaya başladı ve tekrar odasında yalnız kalabiliyordu. Korkusunun üstesinden yavaş yavaş geldi ve huzurlu, mutlu bir hayat yaşadı.
Usage
作谓语、定语；形容非常害怕。
Yüklem veya sıfat olarak kullanılır; aşırı korkuyu tanımlar.
Examples
-
听了这个噩耗，他吓得心惊胆颤。
ting le zhe ge e hao, ta xia de xin jing dan chan. mian dui turu er lai de weixian, ta xin jing dan chan, bu zhi suo cuo.
Bu kötü haberi duyunca korkudan titredi.
-
面对突如其来的危险，她心惊胆颤，不知所措。
Ani birdenbire gelen tehlike karşısında korktu ve ne yapacağını şaşırdı