心惊肉跳 kalp çarpıntısı korkusu
Explanation
形容心里害怕得厉害,身体也跟着发抖。
Yoğun bir korku ve endişe duygusunu, vücudun titrediği bir durumu tanımlar.
Origin Story
话说古代,有一位书生名叫李文,他勤奋好学,却家境贫寒。一天,他进京赶考,路过一片荒无人烟的深山老林,夜幕降临,李文不得不暂时在破庙里过夜。庙宇破旧不堪,四处漏风,寒风呼啸,更是增添了几分恐怖的气氛。庙宇里四处都是老鼠和蛇的痕迹,让李文心惊肉跳。突然,一阵阴风吹过,庙门“吱呀”一声开了,李文吓得魂飞魄散,心想难道碰上山精鬼怪了?他强忍着恐惧,紧紧地闭上双眼,屏住呼吸,一动也不敢动。过了许久,才小心翼翼地睁开眼睛,却发现原来只是一只野猫窜了进来。虽然虚惊一场,但李文仍然心惊肉跳,久久不能平静。他终于明白,害怕并不来源于事实本身,而是来源于对未知的恐惧和不安。这次经历也让他更加坚强勇敢,最终,他金榜题名,名扬天下。
Rivayet edilir ki eski zamanlarda, çalışkan ve öğrenmeye düşkün ama fakir bir bilgin olan Li Wen adında biri yaşarmış. Bir gün, imparatorluk sınavlarına girmek için başkente gitmiş. ıssız ve derin bir dağ ormanından geçerken gece çökmüş ve Li Wen harap bir tapınakta geceyi geçirmek zorunda kalmış. Tapınak harap ve rüzgarlıydı, esen soğuk rüzgar korkunç bir atmosfer yaratmış. Tapınakta her yerde fare ve yılan izleri vardı ve bu Li Wen'in kalbinin hızlıca çarpmasına neden oldu. Aniden, bir fırtına esti ve tapınak kapısı gıcırtılı bir şekilde açıldı. Li Wen çok korktu ve hayalet veya şeytanlarla karşılaştığını düşündü. Korkusunu bastırdı, gözlerini sıkıca kapattı, nefesini tuttu ve kıpırdamaya cesaret edemedi. Uzun bir süre sonra, dikkatlice gözlerini açtı ve içeri giren yalnızca vahşi bir kedi olduğunu gördü. Yanlış alarm olsa da Li Wen yine de çok korkmuştu ve uzun süre sakinleşememişti. Sonunda korkunun gerçeklerden değil, bilinmeyene duyulan korku ve kaygıdan kaynaklandığını anladı. Bu deneyim onu daha güçlü ve cesur da yaptı. Sonunda imparatorluk sınavlarını geçti, ünlü oldu ve büyük başarılar elde etti.
Usage
作谓语、宾语、状语;形容人极度惊惧恐慌
Yüklem, nesne veya zarf olarak; aşırı korku ve paniği tanımlar
Examples
-
听到这个噩耗,她吓得心惊肉跳。
ting dao zhe ge e hao ta xia de xin jing rou tiao
Bu kötü haberi duyunca çok korktu.
-
夜晚的森林里,各种怪声让她心惊肉跳。
ye wan de sen lin li ge zhong guai sheng rang ta xin jing rou tiao
Gece ormanındaki çeşitli garip sesler onu çok korkuttu.
-
期末考试临近,他复习进度缓慢,心里心惊肉跳。
qimo kaoshi lin jin ta fuxi jindu huan man xin li xin jing rou tiao
Final sınavı yaklaşıyor ve onun yavaş ilerlemesi onu endişeli ve korkmuş hissettiriyor.