惊恐万状 Çok korkmuş
Explanation
形容害怕到了极点。
Aşırı korkuyu tanımlar.
Origin Story
话说唐朝时期,有一位名叫李白的诗人,他从小就喜欢冒险,经常去一些人迹罕至的地方探险。有一次,李白独自一人来到深山老林中,寻找灵芝草。他穿梭于茂密的树林之间,不小心闯入了一处阴暗潮湿的山洞。洞内漆黑一片,只有几根萤火虫发出的微弱光芒。李白心中不禁有些害怕,但他为了找到灵芝草,还是壮着胆子继续往里走。突然,他听到一阵奇怪的声音,像是什么东西在嘶嘶作响。李白心里一惊,手里的火把也开始剧烈抖动起来。他猛地回头一看,只见一只巨大的黑影向他扑来,他惊恐万状,吓得瘫坐在地上,动弹不得。黑影越来越近,他闭上眼睛,等待着命运的审判。过了好久,他迟迟没有感受到任何疼痛,慢慢睁开眼睛,发现那是一只温顺的猫咪。原来,他刚才听到的声音,是这只猫咪在打呼噜。李白松了一口气,这才明白自己是想多了。他站起来,继续往前走,最后,他终于找到了灵芝草。
Rivayete göre Tang Hanedanlığı döneminde, küçük yaştan beri maceraya düşkün olan ve sık sık ıssız yerleri keşfeden Li Bai adında bir şair yaşıyordu. Bir gün Li Bai, büyülü bir bitki aramak için tek başına sık bir ormana gitti. Yoğun ormanın içinden geçerken, tesadüfen karanlık ve nemli bir mağaraya girdi. Mağara tamamen karanlıktı, sadece birkaç ateş böceği loş bir ışık yayıyordu. Li Bai biraz korktu, ama büyülü bitkiyi bulmak için cesaretini toplayıp ilerledi. Birdenbire, bir yılanın tıslaması gibi garip bir ses duydu. Li Bai irkildi ve elindeki meşale şiddetli bir şekilde titremeye başladı. Hızla arkasına döndü ve kendisine doğru atılan büyük bir siyah gölge gördü. Çok korktu ve korkudan yere yığıldı, kımıldayamaz hale geldi. Gölge yaklaşıyordu ve o gözlerini kapattı, kaderin hükmünü bekledi. Uzun bir süre sonra, hiçbir acı hissetmeyince gözlerini yavaşça açtı ve uysal bir kedi gördü. Meğer ses, kedinin mırıldanmasıymış. Li Bai rahat bir nefes aldı ve fazla düşündüğünü fark etti. Kalktı, ilerledi ve sonunda büyülü bitkiyi buldu.
Usage
作谓语、定语、状语;形容害怕到了极点。
Yüklem, sıfat veya zarf olarak kullanılır; aşırı korkuyu tanımlar.
Examples
-
听到这个噩耗,他惊恐万状。
tīng dào zhège è hào, tā jīng kǒng wàn zhuàng
Bu kötü haberi duyunca çok korktu.
-
面对突如其来的危险,她惊恐万状,不知所措。
miàn duì tú rú qí lái de wēi xiǎn, tā jīng kǒng wàn zhuàng, bù zhī suǒ cuò
Ani birdenbire gelen tehlike karşısında çok korktu ve ne yapacağını şaşırdı.