镇定自若 Sakin ve soğukkanlı
Explanation
形容人遇到紧急情况或重大变故时,能保持平静、沉着、泰然自若的心态。
Acil durumlarla veya önemli olaylarla karşı karşıya kaldığında sakin, soğukkanlı ve sarsılmaz bir tavır sergileyen birini tanımlar.
Origin Story
话说唐朝名将薛仁贵,少年时曾随父到长安应试。途中,遇到一群山贼拦路抢劫,山贼个个凶神恶煞,刀枪齐上,不少应试者吓得魂飞魄散,有的哭喊着求饶,有的抱头鼠窜。可薛仁贵却镇定自若,他从容不迫地从马背上取下弓箭,搭弓射箭,箭无虚发,很快便将山贼射倒在地,保证了自己和大家的安全。后来,薛仁贵屡立战功,成为一代名将。他之所以能成就一番事业,与他临危不乱,处事镇定的性格有很大的关系。
Söylendiğine göre Tang Hanedanlığı'nın ünlü generali Xue Rengui, gençken imparatorluk sınavına girmek için Chang'an'a gitmişti. Yolda, soygun yapıp yolu kesen bir grup haydutla karşılaştılar. Haydutlar çok vahşiydi, kılıç ve mızraklarla donanmışlardı. Birçok sınav adayı o kadar korktu ki bayıldı, bazıları ağlayarak merhamet diledi, bazıları da kaçtı. Ancak Xue Rengui sakin ve soğukkanlı kaldı. Sakin bir şekilde atından yay ve okunu aldı, yayı gerdi ve ok attı, her ok hedefine ulaştı. Kısa sürede haydutları alt etti ve kendi ve diğerlerinin güvenliğini sağladı. Daha sonra Xue Rengui birçok askeri başarı kazandı ve ünlü bir general oldu. Başarısının başlıca nedenlerinden biri, acil durumlarda sakin ve soğukkanlı kalabilmesiydi.
Usage
用于形容人面对困难或危险时,能够保持镇静沉稳的状态。常作谓语、定语、状语。
Bir kişinin zorluklar veya tehlikelerle karşı karşıya kaldığında sakin ve soğukkanlı kalmasını tanımlamak için kullanılır. Genellikle yüklem, sıfat veya zarf olarak kullanılır.
Examples
-
面对突发事件,他镇定自若,指挥若定。
miàn duì tūfā shìjiàn, tā zhèndìng zìruò, zhǐhuī ruòdìng
Beklenmedik olaylar karşısında sakin ve soğukkanlı kaldı.
-
尽管身处险境,他仍然镇定自若,冷静应对。
jǐnguǎn shēn chù xiǎnjìng, tā réngrán zhèndìng zìruò, língjìng yìngduì
Tehlikede olmasına rağmen sakin ve soğukkanlı kaldı.