魂飞魄散 Ruh ve ruh dağılmış
Explanation
形容极其害怕,吓得魂魄都飞散了。
Aşırı korkuyu, ruh ve ruhun dağılmış gibi görünmesini tanımlamak için.
Origin Story
话说北宋年间,洛阳城内有个秀丽女子名叫贺怜怜,与汴梁才子王涣一见钟情,两情相悦,很快就订下了婚约。然而,贺家嫌弃王涣家境贫寒,便将怜怜许配给了种师道手下一位家境殷实的军需官高常彬。王涣得知消息后,心中万分悲痛,却又不甘心就此放弃。他乔装打扮,扮作卖梨的小贩,偷偷来到承天寺,希望能与怜怜见上一面。不料,正巧碰上了回家的高常彬。高常彬一眼认出了王涣,怒气冲冲地将他赶走。王涣吓得魂飞魄散,仓皇逃窜,从此销声匿迹。几年后,王涣凭借自己的才智和努力,在战场上屡立战功,最终官拜将军。他衣锦还乡,找到了贺怜怜,并向她表明心迹。经过一番波折,两人终成眷属,过上了幸福快乐的生活。这段故事告诫人们:爱情需要勇气和坚持,即使面对困难和挫折,也要勇敢地追求自己的幸福。
Kuzey Song Hanedanlığı döneminde, Luoyang şehrinde He Lianlian adında güzel bir kadın vardı ve Bianliang'dan yetenekli bir bilgin olan Wang Huan'a ilk görüşte aşık oldu. Birbirlerini çok severlerdi ve kısa sürede nişanlandılar. Ancak He ailesi Wang Huan'ın yoksulluğunu küçümsedi ve Lianlian'ı Zhong Shidao'nun emrindeki zengin bir askeri memur olan Gao Changbin ile evlendirdi. Bu haberi alan Wang Huan, kalbi kırılmıştı ama pes etmeyi reddetti. Kendisini armut satan bir satıcı olarak gizledi ve Lianlian ile görüşmeyi umarak gizlice Chengtian Tapınağı'na gitti. Ne yazık ki, eve dönen Gao Changbin ile karşılaştı. Gao Changbin hemen Wang Huan'ı tanıdı ve öfkeyle onu kovdu. Wang Huan çok korkmuştu, panik halinde kaçtı ve kayboldu. Yıllar sonra, zekası ve çabaları sayesinde Wang Huan savaş alanında defalarca askeri başarılar elde etti ve sonunda bir general oldu. Zaferle eve döndü, He Lianlian'ı buldu ve ona olan aşkını ilan etti. Birkaç iniş çıkıştan sonra sonunda evlendiler ve mutlu bir yaşam sürdüler. Bu hikaye insanlara aşkın cesaret ve azim gerektirdiğini; zorluklar ve başarısızlıklarla karşı karşıya kalsalar bile, kendi mutluluklarını cesurca takip etmeleri gerektiğini öğretir.
Usage
形容非常害怕。
Çok büyük bir korkuyu tanımlamak için.
Examples
-
这突如其来的变故,吓得他魂飞魄散。
zhè tū rú qí lái de biàn gù,xià de tā hún fēi pò sàn.tīng dào zhège é hào,tā hún fēi pò sàn,chà diǎn yūn dǎo.
Bu ani birdenbire değişim onu ölümüne korkuttu.
-
听到这个噩耗,她魂飞魄散,差点晕倒。
zhèi tū rú qí lái de biàn gù,xià de tā hún fēi pò sàn.tīng dào zhège é hào,tā hún fēi pò sàn,chà diǎn yūn dǎo
Bu kötü haberi duyunca, çok korktu ve neredeyse bayılıyordu.