魂不附体 ruh bedene bağlı değil
Explanation
形容人极度害怕或震惊,以致失去正常的意识和行动能力。
Aşırı korku veya şok nedeniyle normal bilinç ve hareket yeteneğini kaybeden birini tanımlar.
Origin Story
话说唐朝时期,有一个名叫李白的书生,他生性胆小,却一心想考取功名。一日,他独自一人赶路去京城赶考,路过一片荒无人烟的山林,天色已晚,风声瑟瑟,树影婆娑,他心中忐忑不安。突然,他听到一阵奇怪的声音,像是野兽的低吼,又像是鬼魅的哭泣。他吓得魂不附体,拔腿就跑,也不顾及自己携带的珍贵书籍和考卷,只想逃离这可怕的地方。他一路狂奔,直到跑到一个村庄,才停下脚步,这时,他才发现,原来那些声音,只是山风吹动树叶和山谷回声所致。经过这次惊吓,他很久都无法平静下来,甚至连考试都忘记了,真是让人啼笑皆非。
Söylendiğine göre Tang Hanedanlığı döneminde, korkak doğasına rağmen devlet memuru olmayı özleyen Li Bai adında ürkek bir bilgin yaşarmış. Bir gün, imparatorluk sınavlarına girmek için başkente yalnız başına yola koyulmuş. Alacakaranlıkta ıssız bir ormandan geçerken, rüzgâr hışımla estiği, gölgeler dans ettiği için huzursuz hissetmiş. Birdenbire, vahşi bir hayvanın kükremesi veya bir hayaletin ağlaması gibi garip sesler duymuş. Öyle korkmuş ki değerli kitaplarını ve sınav kağıtlarını bırakıp kaçmış, sadece o korkunç yerden kurtulmak istemiş. Bir köye ulaşana kadar koşmuş ve ancak o zaman bu seslerin sadece rüzgârın yaprakları hışırdatması ve vadinin yankısı olduğunu anlamış. Bu korkudan sonra uzun süre sakinleşememiş, hatta sınava girmeyi bile unutmuş; hem komik hem de acıklı bir durum.
Usage
常用来形容人由于极度恐惧或震惊而失去理智或正常状态。
Genellikle aşırı korku veya şok nedeniyle birinin kendini kaybetmesi veya normal durumunu yitirmesini tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
他吓得魂不附体。
ta xia de hun bu fu ti
Öyle korktu ki aklı başından gitti.
-
听到这个噩耗,她魂不附体,差点晕倒。
ting dao zhe ge e hao, ta hun bu fu ti, cha dian yun dao
Bu kötü haberi duyunca kendinden geçti ve neredeyse bayıldı