惊魂未定 sarsılmış
Explanation
形容受惊后心情还没有平静下来。
Bir korkudan sonra hala huzursuz olan bir kişinin durumunu tanımlar.
Origin Story
老李家世代务农,靠着祖辈留下来的几亩薄田过日子。一日,暴雨如注,山洪暴发,汹涌的洪水瞬间冲垮了老李家的房屋,冲走了他家赖以生存的农田。老李一家死里逃生,侥幸躲过一劫,但惊魂未定,瑟瑟发抖地挤在一处避雨。看着被洪水卷走的家园,老李夫妇抱着孩子失声痛哭,几天几夜都吃不下饭,睡不着觉。村里的人们纷纷前来帮忙,捐款捐物,帮助他们重建家园。在乡亲们的帮助下,老李一家重建了房屋,重新播种了庄稼。虽然灾难给他们带来了巨大的损失,但乡亲们的关爱和帮助让他们又燃起了生活的希望,惊魂未定的心情也逐渐平静下来。
Li ailesi nesillerdir çiftçiydi ve atalarından kalma birkaç dönüm fakir topraktan geçiniyordu. Bir gün, şiddetli yağmurlar ani bir sele neden oldu ve öfkeli sel suları aniden Li ailesinin evini ve geçim kaynaklarını - tarlalarını - süpürdü. Li ailesi ölümden kıl payı kurtuldu, ancak sarsılmış ve titriyordu, sığınak bulmak için birbirlerine sıkıca sarılmışlardı. Evlerinin sel suları tarafından sürüklendiğini izleyen Bay ve Bayan Li, çocuklarını kucaklayıp kontrolsüzce ağladılar. Günlerce ve gecelerce yiyemediler ve uyuyamadılar. Köylüler yardım etmeye geldiler, para ve eşya bağışladılar ve onlara evlerini yeniden inşa etmelerinde yardımcı oldular. Komşularının yardımıyla Li ailesi evlerini yeniden inşa etti ve ürünlerini yeniden ekti. Felaket onlara büyük kayıplar yaşatsa da, komşularının sevgisi ve yardımı onların hayata olan umudunu yeniden alevlendirdi ve sarsılmış ruhları yavaş yavaş sakinleşti.
Usage
用于描写人受惊吓后尚未平静的状态。
Bir korkudan sonra hala huzursuz olan bir kişinin durumunu tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
地震过后,人们惊魂未定,互相安慰彼此。
dizhen gouhou, renmen jinghunweiding, huxiang anwei bici.
Depremden sonra insanlar hala sarsılmıştı ve birbirlerini teselli ediyorlardı.
-
经历了那场车祸,他至今惊魂未定。
jinglile na chang chehuo, ta zhijin jinghunweiding.
O kazadan sonra hala çok sarsılmış durumda