若无其事 hiçbir şey olmamış gibi
Explanation
好像没有那回事一样。形容遇事沉着镇定或不把事情放在心上。
Hiçbir şey olmamış gibi. Bir durumda sakin ve soğukkanlı kalmayı veya meseleyi ciddiye almamayı tanımlar.
Origin Story
话说古代有个秀才,名叫张三,赴京赶考。路途遥远,跋山涉水,一路艰辛。一日,张三行至一处山谷,突然遭遇山贼抢劫。山贼凶神恶煞,张三吓得魂飞魄散,以为性命不保。然而,山贼并没有伤害他,只是抢走了他所有的盘缠和行李。张三身无分文,饥寒交迫,但他并没有表现出丝毫的慌乱。他若无其事地整理了一下衣衫,继续赶路。他一边走,一边默默地思考着接下来的路该怎么走。他相信,只要自己足够努力,就一定能够克服眼前的困难。后来,他终于到达京城,参加了科举考试,并最终金榜题名,考取功名。张三的故事告诉我们,在面对困难和挫折时,保持冷静和沉着,才能更好地应对挑战。
Eskiden, imparatorluk sınavlarına girmek için başkente giden Zhang San adında bir bilgin vardı. Yolculuk uzun ve yorucuydu. Bir gün Zhang San, bir vadinin içinde haydutlarla karşılaştı. Haydutlar tehditkar görünüyordu, Zhang San korktu ve hayatının tehlikede olduğunu düşündü. Ancak haydutlar ona zarar vermedi, sadece parasını ve eşyalarını aldı. Zhang San parasızdı ve açlık ve soğuktan mustaripti, ama en ufak bir panik göstermedi. Sakince kıyafetlerini düzeltti ve yolculuğuna devam etti. Yürürken, sessizce sonraki adımlarını düşündü. Yeterince çabaladığı sürece karşılaştığı zorlukların üstesinden gelebileceğine inanıyordu. Sonunda başkente ulaştı, sınavlara girdi ve sonunda başarılı oldu.
Usage
作谓语、定语、状语;指人的态度。
Yüklem, sıfat, zarf; bir kişinin tutumunu ifade eder.
Examples
-
他若无其事地走开了。
tā ruò wú qí shì de zǒu kāile
Hiçbir şey olmamış gibi uzaklaştı.
-
面对突发事件,他竟然若无其事。
miàn duì tūfā shìjiàn, tā jìngrán ruò wú qí shì
Acil durum karşısında sakin kaldı.
-
他若无其事地听着,仿佛没听到似的。
tā ruò wú qí shì de tīngzhe, fǎngfú méi tīngdào sì de
Hiçbir şey duymamış gibi dinliyordu