杳无音信 Haber yok
Explanation
一点消息也没有。形容毫无音信。
Hiç haber yok. Haberlerin tamamen yokluğunu anlatır.
Origin Story
话说唐朝时期,一位名叫李白的年轻诗人,怀揣着满腔抱负,告别家乡,前往长安追寻自己的仕途梦想。然而,他翻山越岭,历经千辛万苦,却始终没有得到任何机会。他只能在长安街头默默无闻地度日,他的家人远在千里之外,只能盼望有一天能收到他的来信,倾听他关于长安的见闻。然而,时间一天天过去,家人始终没有收到李白的任何音信,他们开始变得焦急不安,不知道远在长安的李白究竟发生了什么事。他们写信给他,却石沉大海,杳无音信。家人们只能默默祈祷,希望他能平安,希望他能早日归来。
Tang Hanedanlığı döneminde, hırslı bir genç şair olan Li Bai'nin, kariyer hayallerini gerçekleştirmek için memleketini terk edip Chang'an'a gittiği anlatılır. Ancak, birçok zorluğa ve sıkıntıya rağmen, hiçbir fırsat bulamadı. Chang'an sokaklarında mütevazı bir hayat yaşadı. Uzaktaki ailesi ise, bir gün ondan mektup almayı ve Chang'an'daki haberlerini duymayı umuyordu. Ancak zaman geçtikçe, aile Li Bai'den hiçbir haber alamadı ve Chang'an'da ona ne olduğunu merak edip endişelenmeye başladılar. Ona mektuplar yazdılar, ama mektuplar iz bırakmadan kayboldu. Aile, sadece onun güvende olmasını ve yakında dönmesini diledi.
Usage
用于形容毫无音信,多用于不好的情况。
Hiç haber olmamasını anlatmak için kullanılır, genellikle olumsuz durumlarda.
Examples
-
自他出国留学后,就杳无音信了。
zì tā chū guó liú xué hòu, jiù yǎo wú yīn xìn le
Yurtdışında okumaya gittikten beri ondan haber alamadık.
-
他失踪已久,至今杳无音信。
tā shī zōng yǐ jiǔ, zhì jīn yǎo wú yīn xìn
Uzun süredir kayıp, ve hala ondan haber yok