千千万万 milyonlarca
Explanation
形容数量极多,非常多。
Çok büyük bir sayıyı, çok fazla sayıyı tanımlar.
Origin Story
很久以前,在一个繁华的城市里,住着一位名叫阿福的年轻画家。阿福热爱生活,喜欢用画笔记录下他看到的每一个美好瞬间。有一天,阿福来到郊外写生,他被眼前美丽的景色所震撼:连绵起伏的山峦,清澈见底的溪流,以及漫山遍野盛开的野花。阿福兴奋极了,他拿起画笔,开始认真地描绘这幅美丽的画面。他画了一座座连绵起伏的山峦,画了一条条清澈见底的溪流,还画了一朵朵盛开的野花,他感觉自己仿佛置身于一片花的海洋之中,身边充满了千千万万朵鲜花。不知不觉中,太阳下山了,阿福依依不舍地离开了这美丽的郊外,带着他的画作,回到了城市里。回到家后,阿福细细地欣赏着自己的画作,他感到无比的满足和快乐,因为他用画笔记录下了这美丽的景色,并将这份美好永远地保存了下来。这幅画作也成了他最珍贵的收藏。
Çok eski zamanlarda, kalabalık bir şehirde, A Fu adında genç bir ressam yaşıyordu. A Fu hayatı seviyordu ve gördüğü her güzel anı fırçasıyla kaydetmeyi severdi. Bir gün A Fu, eskiz yapmak için kırsala gitti. Manzaraya hayran kaldı: Yumuşak tepeler, tertemiz akarsular ve dağları kaplayan yabani çiçekler. A Fu çok heyecanlandı. Fırçasını aldı ve bu güzel resmi dikkatlice çizmeye başladı. Yumuşak tepeler, tertemiz akarsular ve açmış yabani çiçekler çizdi. Kendisini milyonlarca çiçeğin arasında, bir çiçek denizi içinde gibi hissetti. Farkına varmadan güneş battı ve A Fu, güzel kırsalı tereddüt ederek terk etti ve resimleriyle şehre döndü. Eve döndükten sonra A Fu, resimlerine dikkatlice baktı. Fırçasıyla bu güzel manzarayı kaydettiği ve bu güzelliği sonsuza dek koruduğu için son derece memnun ve mutlu hissediyordu. Bu resim, onun en değerli koleksiyonu oldu.
Usage
用于形容数量极多,多用于口语。
Çok büyük bir sayıyı tanımlamak için kullanılır, çoğunlukla konuşma dilinde kullanılır.
Examples
-
天上的星星千千万万,数也数不清。
qiān qiān wàn wàn
Göktek milyonlarca yıldız var, sayılamayacak kadar çok.
-
参加这次活动的群众千千万万,场面十分壮观。
Bu etkinliğe milyonlarca insan katıldı, manzara çok muhteşemdi.