留有余地 manevra için yer bırakmak
Explanation
比喻说话办事留下可以回旋的地方,给自己留有退路。
Konuşurken ve hareket ederken manevra için yer bırakma, kendine bir çıkış yolu bırakma anlamına gelen bir metafordur.
Origin Story
从前,有个木匠名叫老张,技艺精湛,远近闻名。一天,一位富商请他为府上打造一套精致的红木家具。老张欣然接受,精心设计,一丝不苟。家具完成后,富商赞不绝口,付了全款。老张心里十分高兴,但临走时,他特意留下了一块未雕琢的木料,说是备用,以防万一。富商不解,老张解释说:这红木家具价值不菲,万一哪块部件损坏,可以随时补救,这样做不仅能保证家具的质量,也能体现做工的精益求精。富商听后恍然大悟,对老张更加敬佩。这个故事告诉我们:做任何事情都要留有余地,未雨绸缪,才能做到万无一失。
Eskiden, maharetli işçiliğiyle tanınan Lao Zhang adında bir marangoz varmış. Bir gün zengin bir tüccar, konağı için bir takım ince işlenmiş gül ağacı mobilyalar yapmasını istedi. Lao Zhang memnuniyetle kabul etti ve mobilyaları özenle tasarladı ve yaptı. Tamamlandıktan sonra, tüccar eseri övdü ve tam olarak ödedi. Lao Zhang çok mutluydu, ama giderken kasıtlı olarak işlenmemiş bir parça ağaç bırakarak, bunun yedek parça olduğunu, olası bir hasara karşı tedbir olduğunu söyledi. Tüccar şaşırdı, ama Lao Zhang, gül ağacı mobilyaların çok değerli olduğu için, bir parçası hasar görürse kolayca değiştirilebileceğini açıkladı. Bu, kalitenin garanti altına alınmasını ve ayrıntılara gösterilen titizliğin sergilenmesini sağladı. Anlayışlı tüccar, Lao Zhang'a daha da hayran kaldı. Bu hikaye, her zaman olasılıklar için yer bırakmamız ve beklenmedik durumlar için hazırlıklı olmamız gerektiğini öğretiyor.
Usage
用于形容说话做事留有余地,不把话说死,给自己留有回旋的余地。
Konuşurken ve hareket ederken manevra için yer bırakma, kendini tamamen teslim etmeme ve bir çıkış yolu açık tutma anlamında kullanılır.
Examples
-
在谈判中,留有余地才能更好地掌控局势。
zài tánpàn zhōng, liú yǒu yú dì cáinéng gèng hǎo de zhǎngguǎn júshì
Görüşmelerde, manevra için alan bırakmak durumu daha iyi kontrol etmeyi sağlar.
-
做人做事都要留有余地,给自己留条后路。
zuòrén zuòshì dōu yào liú yǒu yú dì, gěi zìjǐ liútíòuhòulù
Hayatta her zaman yedek planınız olmalı.
-
与其咄咄逼人,不如留有余地,这样才能更好地与人相处。
yǔqí duōduōbībìrén, bùrú liú yǒu yú dì, zhèyàng cáinéng gèng hǎo de yú rén xiāngchǔ
İnsanlarla daha iyi geçinmek için saldırgan olmaktansa yumuşak olmak daha iyidir