真心诚意 samimiyet
Explanation
形容人的心地真诚恳切,没有虚假。
Bir kişinin samimi ve dürüst doğasını, ikiyüzlülük olmaksızın tanımlar.
Origin Story
很久以前,在一个小山村里,住着一位名叫阿牛的年轻人。阿牛为人善良,心地纯洁,对待村民总是真心诚意。村里有一位老妇人,年老体弱,无人照顾。阿牛得知后,主动承担起照顾老妇人的责任,每天都细心地照顾她的饮食起居,从不抱怨。他还经常帮助其他村民,无论是修缮房屋还是耕种田地,他都尽心尽力。阿牛的真心诚意感动了整个村庄,村民们都非常尊敬他。有一天,村里发生了火灾,眼看就要蔓延到老妇人家里。阿牛不顾个人安危,冲进火海,将老妇人救了出来,自己却被烧伤了。村民们纷纷前来探望,都对阿牛的义举赞不绝口。阿牛的举动体现了什么是真正的诚意,他用自己的行动诠释了真心诚意的含义。
Çok eski zamanlarda, küçük bir dağ köyünde An Niu adında genç bir adam yaşarmış. An Niu, nazik ve temiz yürekli biriydi ve köylülerle her zaman içtenlikle davranırmış. Köyde yaşlı ve güçsüz, bakıcısı olmayan bir kadın varmış. Bunu öğrenince An Niu, yaşlı kadına bakma sorumluluğunu üstlenmiş, her gün yemek ve günlük hayatına özen göstermiş, asla şikayet etmemiş. Ayrıca sık sık diğer köylülere de yardım edermiş, ister ev tamir etmek isterse de tarla sürmek olsun, her zaman elinden gelenin en iyisini yaparmış. An Niu'un içtenliği tüm köyü etkilemiş ve köylüler onu çok saygı duyarlarmış. Bir gün köyde yangın çıkmış ve yangın yaşlı kadının evine doğru yayılıyormuş. Kendi güvenliğini düşünmeden An Niu alevlerin içine atlamış ve yaşlı kadını kurtarmış, ancak kendisi yanmış. Köylüler tek tek onu ziyarete gelmiş ve An Niu'un kahramanca davranışını övmüşler. An Niu'un eylemleri gerçek samimiyetin ne olduğunu göstermiş ve o da samimiyetin anlamını eylemleriyle açıklamış.
Usage
用于形容人做事真诚恳切,没有虚假。常用来赞扬人的品德。
Bir kişinin eylemlerini ikiyüzlülük olmaksızın samimi ve içten olarak tanımlamak için kullanılır. Genellikle bir kişinin karakterini övmek için kullanılır.
Examples
-
他待人接物总是真心诚意。
tā dài rén jiē wù zǒng shì zhēn xīn chéng yì
O her zaman samimiyetle davranır.
-
这次合作,我们双方都怀着真心诚意。
zhè cì hé zuò, wǒ men shuāng fāng dōu huái zhe zhēn xīn chéng yì
Bu işbirliğinde her iki taraf da samimi.
-
他真心诚意地帮助他人。
tā zhēn xīn chéng yì de bāng zhù tā rén
O, başkalarına içtenlikle yardım eder.