落地生根 kök salmak
Explanation
比喻长期安家落户或扎根某个地方,也比喻扎实肯干,长期从事某项工作。
Uzun süre bir yerde yerleşmeyi veya uzun süre sıkı çalışmayı ve belirli bir işi yapmayı tanımlamak için kullanılır.
Origin Story
从前,有一个年轻的农夫,他厌倦了城市喧嚣的生活,决定去乡村寻找宁静。他带着简单的行囊,来到了一片风景如画的山谷。山谷里住着淳朴的村民,他们热情好客,让农夫感受到了家的温暖。农夫被这里美丽的景色和善良的村民深深吸引,他决定在这里落地生根。他开垦了一片荒地,种上了各种蔬菜和粮食作物。他勤劳耕作,日子虽然清苦,但是他的心里充满了快乐和满足。渐渐地,农夫在山谷里建立了自己的家园,娶妻生子,过上了幸福的生活。他不仅融入了当地社区,还成为了社区的积极参与者。他用自己的双手,为山谷带来了新的生机。他辛勤的汗水,滋润了这片土地,也滋润了他自己的人生。他落地生根的故事,成为了山谷里一个动人的传说,激励着后代的人们,为自己的梦想而努力奋斗。
Bir zamanlar, şehrin kalabalığından bıkmış genç bir çiftçi, kırsal kesimde huzur aramaya karar verdi. Basit eşyalarını alarak pitoresk bir vadiye gitti. Vadide, çiftçiye ait olma duygusu veren sade ve misafirperver köylüler yaşıyordu. Çiftçi, güzel manzara ve köylülerin iyiliğinden çok etkilendi ve orada yerleşmeye karar verdi. Bir parça atıl araziyi ekip biçti ve çeşitli sebze ve tahıllar ekti. Çalışkanca çalıştı. Hayatı basit olsa da kalbi mutluluk ve memnuniyetle doluydu. Yavaş yavaş, çiftçi vadinin içine ev kurdu, evlendi, çocukları oldu ve mutlu bir hayat yaşadı. Sadece yerel topluma entegre olmakla kalmadı, aynı zamanda aktif bir katılımcı da oldu. Kendi elleriyle vadiye yeni bir canlılık getirdi. Onun sıkı çalışması toprağı besledi ve kendi hayatını da zenginleştirdi. Yerleşme öyküsü, vadinin içine dokunaklı bir efsane oldu ve sonraki nesilleri hayallerinin peşinden koşmaya teşvik etti.
Usage
用作谓语、宾语;比喻长期安家落户或扎根某个地方,也比喻扎实肯干,长期从事某项工作。
Yüklem ve nesne olarak kullanılır; uzun süre bir yerde yerleşmeyi veya uzun süre sıkı çalışmayı ve belirli bir işi yapmayı ifade eder.
Examples
-
他决定在山村落地生根,过平静的生活。
tā jué dìng zài shān cūn luò dì shēng gēn, guò píngjìng de shēnghuó.
Dağ köyünde yerleşip sakin bir hayat sürmeye karar verdi.
-
这家公司在这里落地生根,为当地创造了很多就业机会。
zhè jiā gōngsī zài zhèli luò dì shēng gēn, wèi dāngdì chuàngzào le hěn duō jiù yè jīhuì.
Bu şirket burada kök salmış ve yerel bölge için birçok iş fırsatı yaratmıştır.