古香古色 antika ve büyüleyici
Explanation
形容古色古香,具有古代建筑、器物或艺术作品的风格和韵味。
Bu ifade, eski binalar, eşyalar veya sanat eserleri gibi eski ve büyüleyici bir şeyi tanımlar.
Origin Story
老街深处,有一座百年老宅,青砖黛瓦,雕梁画栋,古香古色。宅院里,一位白发苍苍的老者正在抚弄一把古琴,琴声悠扬,仿佛穿越时空,诉说着古老的故事。庭院中,几株古树枝繁叶茂,树荫下摆放着几张石桌石凳,供人休憩。阳光透过树叶的缝隙,洒落在院子里,更增添了几分宁静祥和的气氛。不远处,一位年轻的姑娘正在临摹一幅古画,画卷上的山水景色,栩栩如生,令人叹为观止。这古香古色的老宅,仿佛一个古老的梦境,引人入胜。
Eski sokağın derinliklerinde, yeşil tuğlalar ve koyu renkli kiremitlerle, oyma kirişler ve boyalı sütunlarla, antika tarzda yüzyıllık bir ev var. Avluda, beyaz saçlı yaşlı bir adam eski bir qin çalıyor, sesi melodik, zaman ve mekandan geçmiş gibi, eski hikayeler anlatıyor. Avluda, birkaç eski ağaç gür ve yemyeşil, gölgelerinde dinlenmek için birkaç taş masa ve sandalye var. Güneş ışığı yaprakların arasından sızıyor, avluya düşüyor ve huzurlu ve sakin bir atmosfer katıyor. Uzakta, genç bir kız eski bir resmi kopyalıyor, resimdeki dağ ve nehir manzarası canlı ve şaşırtıcı. Bu antika eski ev eski bir rüya gibi, büyüleyici.
Usage
用于形容建筑、器物、艺术品等具有古色古香的风格和韵味。
Bu ifade, antika ve büyüleyici bir stile ve atmosfere sahip binalar, nesneler ve sanat eserlerini tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
这条古街古香古色,充满了历史的韵味。
zhè tiáo gǔ jiē gǔ xiāng gǔ sè, chōng mǎn le lìshǐ de yùnwèi.
Bu eski sokak tarihî bir cazibeyle dolu.
-
这家茶楼装修古香古色,吸引了不少游客。
zhè jiā chá lóu zhuāngxiū gǔ xiāng gǔ sè, xīyǐn le bù shǎo yóukè.
Bu çay evi antika tarzda dekore edilmiş ve birçok turisti cezbetmektedir