合情合理 mantıklı
Explanation
符合情理,让人容易接受。
mantıklı ve akla uygun
Origin Story
从前,在一个小山村里,住着一位老木匠。他一生勤劳善良,制作的家具都以结实耐用而闻名。一天,村长来找他,想请他帮忙修理村里的百年古庙。老木匠欣然答应,并承诺会尽心尽力,将古庙修缮一新。他日夜赶工,精雕细琢,甚至连最细微的地方都力求完美。经过数月的努力,古庙终于焕然一新,比以前更加壮观宏伟。村民们都非常感激老木匠的付出,纷纷赞扬他的技艺精湛,更称赞他为古庙修缮付出的精神是合情合理的,毕竟古庙是村子的精神象征,值得用心维护。这则故事说明合情合理不仅指事情本身符合逻辑,更需要考虑人情世故,以及事情的意义和价值。
Bir zamanlar, küçük bir dağ köyünde yaşlı bir marangoz vardı. Çalışkanlığı ve iyiliğiyle tanınıyordu ve yaptığı mobilyalar dayanıklılığıyla ünlüydü. Bir gün köy reisi ona geldi ve köyün yüzyıllık mabedini tamir etmesi için yardım istedi. Yaşlı marangoz hemen kabul etti ve mabedin tadilatı için elinden gelenin en iyisini yapacağına söz verdi. Gündüz gece çalıştı, her ayrıntıyı özenle işledi ve en küçük ayrıntılarda bile mükemmelliğe ulaşmaya çalıştı. Aylar süren çabadan sonra mabet sonunda yenilendi, eskisinden çok daha görkemli ve etkileyiciydi. Köylüler yaşlı marangozun çabalarına çok minnettardı, mükemmel işçiliğini övdüler ve mabedin tadilatına olan bağlılığını mantıklı ve makul olarak nitelendirdiler. Sonuçta mabet köyün simgesiydi ve özenle korunmayı hak ediyordu. Bu hikaye, “he qing he li”nin sadece bir olayın mantıklı olması anlamına gelmediğini, aynı zamanda insan ilişkilerinin, olayın öneminin ve değerinin de dikkate alınmasını gerektirdiğini göstermektedir.
Usage
形容事情符合情理,让人容易接受。
mantıklı ve kabul edilebilir bir şeyi tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
他的解释合情合理,大家都接受了。
tā de jiěshì hé qíng hé lǐ,dàjiā dōu jiēshòule.zhège fāng'àn jì hé qíng hé lǐ, yòu qiéshí kěxíng。
Açıklaması mantıklıydı ve herkes tarafından kabul edildi.
-
这个方案既合情合理,又切实可行。
Bu plan hem mantıklı hem de uygulanabilir.