无所不包 Her şeyi kapsayan
Explanation
形容包容的事物非常多,没有不包括的。
Her şeyi kapsayan ve hiçbir şeyi hariç tutmayan bir şeyi tanımlar.
Origin Story
很久以前,在一个繁华的集市上,有一位老工匠摆摊售卖各种精巧的物件。他的摊位上琳琅满目,从精美的瓷器到奇特的机械装置,应有尽有。人们惊叹于他技艺的精湛,以及他摊位上物品的丰富程度,纷纷赞叹道:‘这位老工匠的手艺真是无所不包啊!’他的摊位也因此吸引了络绎不绝的顾客,生意兴隆。老工匠并没有因此而骄傲自满,他始终坚持精益求精,不断创新,他的摊位也始终保持着无所不包的盛况,成为集市上一道独特的风景线。
Çok uzun zaman önce, kalabalık bir pazarda, çeşitli güzel eşyalar satmak için bir tezgah kuran yaşlı bir zanaatkar vardı. Tezgahı, porselenlerden garip mekanik düzeneklere kadar her türlü şeyle doluydu. İnsanlar onun ustalığına ve tezgahındaki eşyaların çeşitliliğine hayran kalarak onu övdüler: 'Bu yaşlı zanaatkarın becerisi gerçekten her şeyi kapsıyor!' Bu nedenle, tezgahı her zaman müşterilerle doluydu ve işi gelişti. Yaşlı zanaatkar kibirlenmedi; her zaman mükemmelliğe çalıştı ve sürekli yenilik yaptı ve tezgahı her zaman her şeyi kapsayan ihtişamını koruyarak pazarda benzersiz bir manzara oldu.
Usage
用于形容包含的东西非常多,无所不包。
Çok fazla şeyi kapsayan, her şeyi kapsayan bir şeyi tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
这本百科全书无所不包,内容极其丰富。
zhè běn bǎikē quán shū wú suǒ bù bāo, nèiróng jíqí fēngfù
Bu ansiklopedi, son derece zengin içeriğe sahip, her şeyi kapsayıcıdır.
-
他的演讲无所不包,涵盖了各个方面。
tā de yǎnjiǎng wú suǒ bù bāo, hángài le gège fāngmiàn
Konuşması, her yönü kapsayan, kapsamlıydı.