空空如也 boş
Explanation
原指诚恳、虚心的样子。现多形容一无所有,空空荡荡。
Başlangıçta samimi ve mütevazı bir tavrı ifade eder. Şimdi çoğunlukla tamamen boş ve içeriği olmayan bir şeyi tanımlar.
Origin Story
春秋时期,一位名叫子贡的富商,因为过度挥霍,家道中落,曾经拥有的一切都消失了。他站在曾经辉煌的府邸前,看着空荡荡的庭院,不禁感叹:‘昔日富甲一方,如今空空如也,真是世事无常啊!’他决心痛改前非,重新开始,并最终通过自己的努力,再次积累了财富,但这次,他懂得珍惜,不再像以前那样挥霍无度。这个故事警示人们,财富并非永恒,珍惜和勤奋才是成功的基石。
İlkbahar ve Sonbahar döneminde, Zigong adında zengin bir tüccar, aşırı savurganlık nedeniyle ailesinin servetinde düşüş yaşadı ve sahip olduğu her şey ortadan kayboldu. Bir zamanlar görkemli olan malikanesinin önünde durup boş avluya bakarken, içini çekmeden edemedi: 'Bir zamanlar zengin ve güçlüydüm, şimdi ise boş ve hiçbir şeyim yok, dünya ne kadar da tahmin edilemez!' Kendini değiştirmeye ve yeniden başlamaya kararlı bir şekilde karar verdi ve sonunda kendi çabalarıyla tekrar servet biriktirdi. Ancak bu sefer, onu takdir etmeyi öğrendi ve eskisi gibi savurganlık yapmadı. Bu hikaye, insanları servetin kalıcı olmadığı ve takdir etmenin ve çalışkanlığın başarının temeli olduğu konusunda uyarıyor.
Usage
常用来形容某种状态下,一无所有,空空荡荡。
Genellikle hiçbir şey olmadığı, tamamen boş olduğu bir durumu tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
房间里空空如也,什么也没有。
fángjiān lǐ kōng kōng rú yě, shénme yě méiyǒu
Oda boş, hiçbir şey yok.
-
他的钱包空空如也,一分钱也没有了。
tā de qiánbāo kōng kōng rú yě, yīfēn qián yě méiyǒu le
Cüzdanı boş, tek kuruşu kalmadı.