秀外慧中 Dışı güzel, içi akıllı
Explanation
形容女子美丽且聪明。
Bir kadını hem güzel hem de zeki olarak tanımlar.
Origin Story
话说江南小镇上,住着一位名叫翠儿的姑娘。她自幼聪慧,琴棋书画样样精通,且容貌姣好,气质优雅,可谓秀外慧中。镇上许多青年才俊都倾慕于她,但翠儿却一心向学,潜心研读诗书。一日,一位落魄书生来到小镇,他饱读诗书,却因家境贫寒,无人赏识。翠儿被他的才华所吸引,对他施以援手,并帮助他重新振作。最终,书生凭借自己的努力,金榜题名,二人结为连理,成就一段佳话。他们的爱情故事,也成为了小镇上流传至今的美谈,印证了秀外慧中不仅指容貌,更指才情和内涵。
Güney Çin'deki küçük bir kasabada Cui'er adında bir kızın yaşadığı söylenir. Küçük yaştan itibaren zekiydi ve müzik, resim, hat sanatı ve tüm sanatlarda yetenekliydi. Hem güzel hem de zarifti, gerçekten hem güzel hem de zekiydi. Kasabadaki birçok genç ona hayran kaldı, ancak Cui'er kendini çalışmalarına adadı ve şiir ve kitapların incelenmesine daldı. Bir gün, düşmüş bir bilgin kasabaya geldi. İyi eğitimliydi, ancak yoksulluğu nedeniyle kimse tarafından takdir edilmiyordu. Cui'er onun yeteneğine hayran kaldı, ona yardım etti ve moralini düzeltmesine yardımcı oldu. Sonunda, bilgin sınavı geçti ve devlet tarafından yüksek bir makama atandı, ikisi de evlendi ve güzel bir hikaye yarattı. Onların aşk hikayesi, kasabada anlatılan güzel bir hikaye oldu ve bunun sadece görünüme değil, yeteneğe ve içsel niteliklere de işaret ettiğini kanıtladı.
Usage
用于形容女子美丽且聪慧。
Bir kadını hem güzel hem de zeki olarak tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
她秀外慧中,气质优雅。
tā xiù wài huì zhōng, qì zhì yōu yǎ.
Hem güzel hem de zekidir.
-
这位女子秀外慧中,才貌双全。
zhè wèi nǚ zǐ xiù wài huì zhōng, cái mào shuāng quán
Bu kadın hem güzel hem de zekidir, yetenekli ve beceriklidir.