一去不返 sonsuza dek gitti
Explanation
指离去之后不再回来,比喻事情成为过去无法重现。
Gitmek ve bir daha asla dönmemek anlamına gelir, geçmişte kalmış ve tekrar edilemeyen bir şey için metafor olarak kullanılır.
Origin Story
从前,有一个年轻的书生,名叫李白,他怀揣着满腔的抱负,告别家乡,前往长安寻求功名。他一路跋山涉水,经历了无数的艰难险阻,最终抵达了繁华的长安城。然而,在长安的仕途之路却异常坎坷,他屡屡受挫,理想与现实的差距让他心灰意冷。最终,他决定离开长安,再次踏上旅程,这次,他选择了一条远离尘嚣的山间小路,向西而去。临走前,他写下一首诗,表达了他对家乡的思念和对理想的执着,诗中写道:“故乡渺远,一去不返,唯余思念,长存心间。”从此,李白便隐居山林,过着与世无争的生活。他的故事成为了后世人们心中,一去不返的典型例子,告诫着人们要珍惜当下,把握机会。
Bir zamanlar, hırs dolu genç bir bilgin olan Li Bai, memleketinden ayrılıp şöhret ve servet arayışı için Çangan'a gitti. Dağları ve nehirleri aşarak sayısız zorluğun üstesinden geldi ve nihayet kalabalık Çangan şehrine ulaştı. Ancak Çangan'daki yolculuğu son derece zordu. Tekrar tekrar başarısız oldu ve idealleri ile gerçeklik arasındaki fark onu umutsuzluğa düşürdü. Sonunda, Çangan'ı terk edip yeni bir yolculuğa çıkmaya karar verdi, bu sefer batıya doğru tenha bir dağ yolunu seçti. Gitmeden önce, memleketi özlemini ve ideallerine bağlılığını anlatan bir şiir yazdı. Şiir şöyleydi: "Uzak vatan, bir daha asla dönmemek üzere, sadece özlem kalır yüreğimde." O zamandan beri Li Bai, doğayla uyum içinde dağlarda tenha bir hayat yaşadı. Hikayesi, bir daha asla geri dönmeyenlerin başlıca örneği haline geldi ve insanları bugünü takdir etmeye ve fırsatları değerlendirmeye teşvik ediyor.
Usage
多用于描写人或事物离开后不再回来,表示永久消失。
Çoğunlukla bir kişinin veya şeyin gittikten sonra geri dönmemesi, kalıcı olarak kaybolduğunu göstermek için kullanılır.
Examples
-
他远走他乡,一去不返。
tā yuǎnzǒu tāxiāng, yī qù bù fǎn
Uzak bir yere gitti, bir daha asla geri dönmedi.
-
青春岁月一去不返,我们要珍惜当下。
qīngchūnsùiyùe yī qù bù fǎn, wǒmen yào zhēnxī dāngxià
Gençlik bir kere gitti mi bir daha asla geri gelmez, şu anı değerlendirmeliyiz