奇形怪状 tuhaf
Explanation
形容形状不规则,奇特怪异。
Düzensiz ve tuhaf şekilleri tanımlar.
Origin Story
传说中,深山老林里住着一位老神仙,他喜欢收集各种奇特的石头。这些石头有的像飞禽走兽,有的像花草树木,有的像人物形象,形态各异,奇形怪状,令人叹为观止。有一天,一位年轻的樵夫误入仙境,发现了老神仙收藏的石头,这些石头有的像传说中的神兽,有的像古代的兵器,有的像神话中的场景,每一个都栩栩如生,奇形怪状,让他目瞪口呆。老神仙看到樵夫惊讶的表情,微笑着说道:"这些石头都是我从各地收集来的,它们有的来自深山峻岭,有的来自江河湖海,它们经历了岁月的洗礼,才形成了如今这奇形怪状的模样。"樵夫听得入了迷,他这才明白,大自然的鬼斧神工,能够创造出无与伦比的奇迹。他向老神仙深深地鞠了一躬,表示感谢,然后离开了仙境。从此以后,樵夫更加敬畏自然,也更加珍惜这奇形怪状的石头所蕴含的自然之美。
Efsaneye göre, derin dağlarda ve ormanlarda çeşitli garip taşlar toplamayı seven yaşlı bir ölümsüz yaşıyordu. Bu taşların bazıları kuş ve hayvanlara, bazıları çiçek ve ağaçlara, bazıları da insan figürlerine benziyordu; şekilleri çeşitli ve tuhaf, hayranlık uyandırıcıydı. Bir gün, genç bir oduncu yanlışlıkla ölümsüzün diyarına girdi ve taş koleksiyonunu keşfetti; bazı taşlar efsanevi yaratıklara, bazıları eski silahlara, bazıları da mitolojik sahnelere benziyordu - her biri gerçekçi, tuhaf ve onu şaşkına çevirmişti. Yaşlı adam, oduncunun şaşkınlığını görünce gülümsedi ve dedi ki: "Bu taşları dünyanın her yerinden topladım. Bazıları yüksek dağlardan, bazıları nehir ve göllerden geliyor. Zamanın sınavından geçtiler ve bu yüzden bu tuhaf şekillere sahipler." Oduncu büyülend ve doğanın sanatının inanılmaz harikalar yaratabileceğini anladı. Minnettarlığını ifade etmek için yaşlı adama derin bir şekilde eğildi ve ölümsüzün diyarını terk etti. O günden sonra, oduncu doğaya daha çok saygı duydu ve bu tuhaf taşlarda bulunan doğal güzelliği takdir etti.
Usage
作谓语、定语;形容物体形状奇特怪异。
Yüklem, sıfat olarak; nesnelerin alışılmadık ve tuhaf şekillerini tanımlar.
Examples
-
这件艺术品奇形怪状,引人注目。
zhè jiàn yìshù pǐn qí xíng guài zhuàng, yǐn rén zhūmù
Bu sanat eseri tuhaf ve dikkat çekici.
-
山上的石头奇形怪状,形态各异。
shān shàng de shítou qí xíng guài zhuàng, xíngtài gèyì
Dağdaki taşlar garip şekilli ve çeşitlidir.