必争之地 şiddetle mücadele edilen alan
Explanation
指双方都必须争夺的重要战略地区。通常指地理位置重要,具有战略意义的地方。
Her iki tarafın da mücadele etmesi gereken önemli bir stratejik alanı ifade eder. Genellikle stratejik öneme sahip coğrafi olarak önemli bir yeri ifade eder.
Origin Story
话说公元550年,西魏大将宇文泰率军东征,准备一举攻灭东魏。东魏凭借险要地势,坚守白马城。宇文泰深知白马城地处要塞,是控制关中的必争之地,拿下此城,便能切断东魏的退路,从而取得战争的主动权。他经过周密的计划,多次派兵进攻,但东魏军队凭借城池的坚固以及地理优势,都顽强抵抗,多次击退西魏的进攻。宇文泰见强攻不下,便改变战略,采取了围困之策。经过长期的围困,东魏军粮草告急,士气低落。最终,白马城被西魏攻陷。此战之后,西魏势力大增,为日后统一北方奠定了基础。白马城,作为必争之地,在历史上留下了浓墨重彩的一笔。它见证了无数的战争和厮杀,也见证了王朝的兴衰更替。
MS 550 yılında, Batı Wei'nin önde gelen bir generali olan Yuwen Tai, ordusunu doğuya doğru yönetti ve tek hamlede Doğu Wei'yi fethetmeyi amaçladı. Doğu Wei, elverişli araziye dayanarak, Baima Şehrini inatla savundu. Yuwen Tai, Baima Şehrinin önemli bir stratejik konumda olduğunu ve şiddetle mücadele edilen bir alan olduğunu anladı. Burayı ele geçirmek, Doğu Wei'nin geri çekilme yollarını kesecek ve savaşta inisiyatifi sağlayacaktı. Birkaç başarısız saldırıdan sonra, Yuwen Tai kuşatma taktiğine geçti. Uzun süren kuşatma, Doğu Wei'nin ikmalini ve moralini tüketti. Sonunda Baima Şehri Batı Wei'nin eline geçti. Bu zafer, Batı Wei'nin gücünü önemli ölçüde artırdı ve kuzeydeki sonraki birleşmenin temelini attı. Şiddetle mücadele edilen bir alan olarak Baima Şehri, tarihte derin izler bırakarak sayısız savaş ve savaşa, ayrıca hanedanların yükselişine ve düşüşüne tanıklık etti.
Usage
多用于军事和政治领域,形容某一地区或目标的重要性,以及双方必须争夺的态势。
Çoğunlukla askeri ve siyasi alanlarda kullanılır, belirli bir bölgenin veya hedefin önemini ve her iki tarafın da bunun için mücadele ettiği durumu tanımlar.
Examples
-
台湾海峡是兵家必争之地。
táiwān hǎixiá shì bīngjiā bì zhēng zhī dì
Tayvan Boğazı şiddetle mücadele edilen bir alandır.
-
这场战争中,高地成了必争之地。
zhè chǎng zhànzhēng zhōng, gāodì chéngle bì zhēng zhī dì
Bu savaşta yüksek yer şiddetle mücadele edilen bir alan haline geldi.