惶恐不安 korkmuş ve huzursuz
Explanation
内心害怕,十分不安。形容内心极度恐惧和不安的状态。
Çok korkmuş ve huzursuz hissetmek. Aşırı korku ve endişe durumunu tanımlar.
Origin Story
话说很久以前,在一个偏僻的山村里,住着一个名叫小明的年轻人。小明为人善良老实,平日里总是小心翼翼,生怕得罪了别人。有一天,村里来了一个陌生人,他衣衫褴褛,神情诡异,这让小明感到十分惶恐不安。他担心这个陌生人会做出什么不好的事情,于是整夜都睡不着觉,翻来覆去地想着各种可怕的可能性。第二天,小明鼓起勇气去问村长这个陌生人的来历,村长告诉他,这个陌生人只是个迷路的旅行者,并没有什么恶意。听到这个消息,小明悬着的心终于放了下来,心中的惶恐不安也随之烟消云散。从此以后,小明明白了,有些事情看起来很可怕,但只要勇敢地面对,很多时候都会柳暗花明。
Eskiden, ıssız bir dağ köyünde Xiaoming adında bir genç yaşarmış. Xiaoming kibar ve dürüst bir insandı ve her zaman dikkatli olur, kimseyi kırmaktan korkardı. Bir gün, köye yabancı biri geldi. Yırtık pırtık giyinmişti ve garip bir ifadeye sahipti, bu da Xiaoming'i çok korkuttu ve huzursuz etti. Yabancının kötü bir şey yapmasından endişeleniyordu, bu yüzden bütün gece uyuyamadı, çeşitli korkunç olasılıkları düşünüyordu. Ertesi gün, Xiaoming cesaretini toplayıp köy ağasına yabancının kim olduğunu sordu. Köy ağası ona yabancının sadece kaybolmuş bir gezgin olduğunu ve kötü niyetinin olmadığını söyledi. Bu haberi duyunca Xiaoming'in içi rahatladı ve korkusu ve huzursuzluğu geçti. O zamandan beri Xiaoming, bazı şeylerin çok korkutucu görünebileceğini ama cesaretle karşılaşıldığında çoğu zaman her şeyin değişeceğini anladı.
Usage
多用于描写人物内心状态,表示害怕、不安。
Genellikle bir kişinin iç durumunu tanımlamak için kullanılır, korku ve huzursuzluğu ifade eder.
Examples
-
听到这个消息,他惶恐不安。
tīng dào zhège xiāoxī, tā huángkǒng bù'ān。
Bu haberi duyunca çok korktu ve huzursuz oldu.
-
面对突如其来的变故,她惶恐不安,不知所措。
miàn duì tū rú ér lái de biàngù, tā huángkǒng bù'ān, bù zhī suǒ cuò。
Ani bir değişiklikle karşılaşınca korktu ve huzursuz oldu, ne yapacağını bilmiyordu.
-
考试前夕,他惶恐不安,担心自己考不好。
kǎoshì qián xī, tā huángkǒng bù'ān, dānxīn zìjǐ kǎo bù hǎo。
Sınavın arifesinde çok korktu ve huzursuz oldu, sınavı iyi geçemeyeceğinden endişeleniyordu.