漠不关心 Kayıtsız
Explanation
形容对人或事态度冷淡,毫不关心。
İnsanlara veya şeylere kayıtsız ve ilgisiz bir tavrı tanımlamak için.
Origin Story
寒冬腊月,鹅毛大雪纷飞。一位年迈的老人独自一人在风雪中瑟瑟发抖,衣衫单薄,冻得嘴唇发紫。路过的人们有的匆匆走过,有的停下脚步看一眼,却漠不关心,没有一个人上前施以援手。老人孤单的身影在风雪中显得格外凄凉,他默默地承受着寒冷和孤独的煎熬。这时,一个年轻的姑娘看到了老人的困境,她毫不犹豫地走上前去,将老人扶到温暖的屋子里,给他送上热腾腾的汤水和棉被。老人的心里充满了感激之情,他感受到了人间的温暖和善良。年轻姑娘的举动,与那些漠不关心的人形成了鲜明的对比,也让我们深思:在生活中,我们应该多一些爱心和关怀,让这个世界充满温暖。
Kışın şiddetli bir kar fırtınası vardı. Yaşlı bir adam karın içinde titriyordu, kıyafetleri ince ve dudakları soğuktan morarmıştı. Bazıları aceleyle geçti, bazıları durup baktı ama hiç kimse umursamadı ve kimse yardım etmedi. Yaşlı adamın yalnız figürü karda özellikle ıssız görünüyordu. Soğuk ve yalnızlığı sessizce kaldırdı. O anda genç bir kız yaşlı adamın durumunu gördü ve tereddüt etmeden ona yaklaştı, onu sıcak bir eve götürdü ve ona sıcak çorba ile battaniye verdi. Yaşlı adamın kalbi minnettarlıkla doldu. İnsanlığın sıcaklığını ve nezaketini hissetti. Genç kızın eylemleri kayıtsız kalanlarla tam bir tezat oluşturdu ve bizi düşündürdü: hayatta, dünyayı daha sıcak bir yer yapmak için daha fazla sevgi ve şefkat göstermeliyiz.
Usage
作谓语、定语、状语;多用于否定句。
Yüklem, sıfat ve zarf olarak kullanılır; genellikle olumsuz cümlelerde kullanılır.
Examples
-
他对周围发生的一切都漠不关心。
tā duì zhōuwéi fāshēng de yīqiè dōu mò bù guān xīn
Çevresinde olan bitene kayıtsız kalıyor.
-
面对灾难,他却漠不关心,令人气愤。
miàn duì zāinàn, tā què mò bù guān xīn, lìng rén qìfèn
Felaketle karşı karşıya kaldığında kayıtsız kaldı, bu sinir bozucu.