登高望远 Yükseğe çıkıp uzağı görmek
Explanation
登上高处,看得更远。比喻眼光远大,有远见卓识。
Yüksek bir yere çıkıp daha uzağı görmek. Uzak görüşlü bir vizyona sahip olmanın bir metaforu.
Origin Story
话说古代一位名叫李白的书生,从小就对世界充满好奇,他常常爬上村子最高的山峰,眺望远方,想象着远方是怎样一番景象。他梦想着有一天能去远方游历,见识更广阔的世界。有一天,一位路过的老禅师看到李白在山顶眺望,便走过去,对他说:“年轻人,你登高望远,心怀壮志,这是好事。但要记住,人生的道路如同山路一样,既有平坦的大道,也有崎岖险峻的山峰。要一步一个脚印地走,才能到达成功的彼岸。不要好高骛远,眼高手低。”李白听了老禅师的话,受益匪浅。他明白了,登高望远不仅仅是眺望远方,更重要的是要脚踏实地,一步一个脚印地去实现自己的梦想。从此,他更加努力学习,刻苦钻研,最终成为了一位著名的诗人,他的诗歌充满了对人生的感悟和对未来的期许,他的远见卓识也为他赢得了人们的敬仰。
Eskiden, dünyaya karşı küçük yaştan beri merak duyan Li Bai adında bir bilgin yaşarmış. Sıklıkla köyünün en yüksek tepesine çıkar, uzaklara bakardı ve uzak diyarların nasıl göründüğünü hayal ederdi. Bir gün uzak yerlere seyahat etmeyi ve daha geniş bir dünya görmeyi hayal ederdi. Bir gün, yoldan geçen yaşlı bir Zen ustası, Li Bai'yi dağın tepesinde uzaklara bakarken gördü ve ona yaklaşarak şöyle dedi: “Genç adam, yükseğe çıkıp uzağı görme hırsın övgüye değer. Ama unutma, hayatın yolu dağ yolu gibidir, hem düzgün yollar hem de tehlikeli tepeler vardır. Başarıya ulaşmak için her adımı dikkatlice atmalısın. Çok hırslı veya hedeflerin çok yüksek olmamalı.” Li Bai, Zen ustasının sözlerinden çok etkilendi. Yüksekten uzaklara bakmanın sadece ufuk çizgisine bakmakla ilgili olmadığını, adım adım hayallerini gerçekleştirmek için çok çalışmakla ilgili olduğunu anladı. O zamandan beri daha çok çalıştı ve sonunda ünlü bir şair oldu. Şiirleri, hayata dair düşünceler ve geleceğe dair özlemlerle doludur; ileri görüşlülüğü ona insanların hayranlığını kazandırdı.
Usage
多用于形容人的眼光和抱负。
Genellikle bir kişinin vizyonunu ve özlemlerini tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
登上泰山之巅,登高望远,览尽天下秀色。
dēng shàng Tài Shān zhī diān, dēng gāo wàng yuǎn, lǎn jǐn tiān xià xiù sè
Tai Dağı'nın tepesinde durup uzağa baktığınızda, ülkenin güzelliğini görebilirsiniz.
-
他胸怀大志,登高望远,致力于国家发展。
tā xiōng huái dà zhì, dēng gāo wàng yuǎn, zhì lì yú guó jiā fā zhǎn
Büyük hırsları var ve ülkenin kalkınmasına adadı kendini