胆大妄为 pervasız
Explanation
指胆子很大,不顾一切地做坏事。形容毫无顾忌地做坏事。
Çok cesur olduğunu ve hiçbir şeyi umursamadan kötü şeyler yaptığını ifade eder. Sonuçları düşünmeden hareket etmeyi tanımlar.
Origin Story
话说当年,山脚下住着一位名叫李铁的青年,他从小就天不怕地不怕,胆大妄为。一天,他听说山顶上有一座千年古刹,里面藏着许多珍贵的文物,于是便心生一计,决定潜入古刹偷取文物。他先在村子里打探消息,了解到古刹的看守晚上会打盹儿,于是选择了一个月黑风高的夜晚,偷偷摸摸地爬上了山顶。来到古刹前,他发现大门紧锁,但他并没有因此而放弃,反而更加兴奋。他轻而易举地翻过了院墙,躲过了巡逻的守卫,最后顺利找到了存放文物的宝库。打开宝库的大门,他看到琳琅满目的文物,一时之间看得眼花缭乱,不知从何下手。最终,他挑选了几件价值连城的文物,小心翼翼地藏进了自己的包裹里,然后原路返回,成功地逃离了古刹。然而,他的胆大妄为最终还是引起了官府的注意,他被官府追捕,最终受到了法律的制裁。
Rivayet odur ki, bir zamanlar bir dağın eteğinde, çocukluğundan beri korkusuz ve pervasız olan Li Tie adında bir genç yaşarmış. Bir gün, dağın tepesinde bin yıllık bir tapınak olduğunu ve içinde birçok değerli eser saklandığını duymuş. Bunun üzerine tapınağa gizlice girip eserleri çalmak için bir plan yapmış. Önce köyde bilgi toplamış ve tapınağın bekçisinin geceleri kestirdiğini öğrenmiş. Bu yüzden karanlık ve rüzgarlı bir gece seçmiş ve gizlice dağın tepesine çıkmış. Tapınağa vardığında kapının kapalı olduğunu görmüş, ancak pes etmemiş, aksine daha da heyecanlanmış. Avlu duvarını kolayca aşmış, devriye gezen bekçilerden kaçmış ve sonunda eserlerin saklandığı hazineyi bulmuş. Hazinenin kapısını açtığında sayısız eseri görmüş ve bir an için şaşkınlığa uğrayıp nereden başlayacağını bilememiş. Sonunda birkaç paha biçilmez eseri seçmiş, bunları dikkatlice paketinin içine saklamış, sonra aynı yoldan geri dönmüş ve tapınaktan başarıyla kaçmış. Ancak pervasızca davranışı sonunda yetkililerin dikkatini çekmiş, yetkililer tarafından yakalanmış ve sonunda yasal cezayı almış.
Usage
作谓语、宾语、状语;指毫无顾忌地干坏事
Yüklem, nesne ve zarf olarak; sonuçları düşünmeden hareket etmeyi tanımlar.
Examples
-
他胆大妄为地闯入了禁地。
tā dǎn dà wàng wéi de chuàng rù le jìn dì
Yasak bölgeye pervasızca girdi.
-
她胆大妄为地违反了规定。
tā dǎn dà wàng wéi de wéi fǎn le guī dìng
Kuralları cüretkarca ihlal etti.
-
尽管知道风险,他依然胆大妄为地尝试了。
jǐnguǎn zhīdào fēngxiǎn, tā yīrán dǎn dà wàng wéi de chángshì le
Risklerin farkında olmasına rağmen, yine de pervasızca denedi