胆小如鼠 Fare gibi korkak
Explanation
胆小如鼠,是形容一个人胆子非常小,就像老鼠一样,遇到一点风吹草动就害怕。比喻做事畏首畏尾,缺乏胆识。
Fare gibi korkak olmak, bir kişinin fare gibi, herhangi bir hareketten korkan, çok korkak olduğu anlamına gelir. Bu, korkak ve tereddütlü, cesaret ve kararlılıktan yoksun biri için bir metafordur.
Origin Story
从前,在一个偏僻的小村庄里,住着一位名叫李大壮的青年。李大壮身材魁梧,相貌堂堂,可是却有一个致命的弱点——胆小如鼠。村民们经常嘲笑他,说他像只老鼠,一见猫就吓得瑟瑟发抖。 有一天,村里来了一个赶集的商人,他带来了一些稀奇古怪的玩意儿。李大壮很好奇,就凑上前去观看。商人拿出一只小巧玲珑的鸟笼,里面关着一只金丝雀。李大壮看得眼花缭乱,心想,要是能得到这只金丝雀就好了。 商人看出李大壮的心思,便笑着说:“这金丝雀可是宝贝,如果你能鼓起勇气,在集市上大声喊三遍‘我要买金丝雀’,我就把它送给你。” 李大壮顿时犹豫了,他脑海里浮现出村里人嘲笑他的画面,他害怕被人嘲笑,害怕被人看不起。他犹豫再三,最终还是没有鼓起勇气,垂头丧气地走开了。 商人看到李大壮的举动,摇摇头,叹了一口气。他明白,李大壮这辈子,永远不可能拥有这只金丝雀,因为他的胆小如鼠,让他失去了获得幸福的机会。
Bir zamanlar, ıssız bir köyde Li Dazhuang adında genç bir adam yaşıyordu. Li Dazhuang uzun boylu ve güçlüydü, asil bir görünümü vardı, ancak ölümcül bir zaafı vardı - fare kadar korkaktı. Köylüler sık sık onunla dalga geçer, fare gibi olduğunu, kedi gördüğünde titrediğini söylerdi. Bir gün, köye garip ve harika şeyler getiren bir seyyar satıcı geldi. Li Dazhuang meraklıydı ve onları görmek için gitti. Seyyar satıcı, içinde bir altın kanarya bulunan küçük ve zarif bir kuş kafesi çıkardı. Li Dazhuang büyülendi, keşke bu altın kanaryayı alabilseydi diye düşündü. Seyyar satıcı Li Dazhuang'ın düşüncelerini anladı ve gülümseyerek dedi: “Bu altın kanarya bir hazine. Eğer cesaretini toplayıp pazarda üç kere ‘Altın kanaryayı almak istiyorum’ diye bağırırsan, onu sana veririm.” Li Dazhuang hemen tereddüt etti, aklında köylülerin onunla dalga geçtiğini hayal etti, alay edilmekten korkuyordu, hor görülmekten korkuyordu. Uzun süre tereddüt etti, ama sonunda cesaret edemedi ve başı eğik bir şekilde uzaklaştı. Seyyar satıcı Li Dazhuang'ın hareketlerini gördü, başını salladı ve derin bir nefes aldı. Li Dazhuang'ın bu altın kanaryaya asla sahip olamayacağını anladı, çünkü korkaklığı onu mutluluğu yakalamak fırsatından mahrum bıraktı.
Usage
这个成语形容胆小怕事的人,多用于贬义。比如,在面对困难的时候,有些人就会胆小如鼠,不敢去尝试,也不敢去挑战。
Bu deyim, korkak ve ürkek insanları tanımlamak için kullanılır ve çoğu zaman aşağılayıcı bir şekilde kullanılır. Örneğin, zorluklarla karşılaştığında, bazı insanlar fare kadar korkak olabilir, denemeye veya meydan okumaya cesaret edemezler.
Examples
-
他胆小如鼠,连说话都低声细语。
tā dǎn xiǎo rú shǔ, lián shuō huà dōu dī shēng xì yǔ.
O kadar korkak ki, sessizce konuşuyor.
-
别看他体型壮硕,其实胆小如鼠,一见警察就吓跑了。
bié kàn tā tí xí zhuàng shuò, qí shí dǎn xiǎo rú shǔ, yī jiàn jǐng chá jiù xià pǎo le.
Vücudu ne kadar sağlam olursa olsun, aslında çok korkak, polisi görünce kaçtı.
-
面对困难,我们不能胆小如鼠,要勇敢地去克服它。
miàn duì kùn nan, wǒ men bù néng dǎn xiǎo rú shǔ, yào yǒng gǎn de qù kè fú tā.
Zorluklar karşısında korkak olmamalıyız, aksine onları aşmak için cesur olmalıyız.