赞不绝口 çok övmek
Explanation
对……赞赏不绝,连声称赞。
Birini veya bir şeyi durmaksızın övmek.
Origin Story
唐朝时期,一位著名的诗人李白,以其豪放不羁的性格和卓越的才华闻名于世。一日,他应邀参加一位达官贵人的宴会。席间,达官贵人拿出珍藏多年的名家字画,让宾客们品鉴。李白细细观赏,不觉赞叹连连。他一会儿赞赏画作的笔法精妙,一会儿又称赞画中景物的生动逼真,言语之间,充满了由衷的欣赏与赞美。他情不自禁地挥毫泼墨,即兴赋诗一首,来表达他对这幅画作的赞赏之情。宾客们听后,纷纷赞同,赞不绝口。宴会结束后,宾客们仍然沉浸在李白诗歌的魅力之中,纷纷表示对李白才华的敬佩之情。达官贵人更是对李白的评价赞不绝口,盛情邀请他再次光临府上。
Tang Hanedanlığı döneminde ünlü şair Li Bai, özgür kişiliği ve olağanüstü yeteneğiyle tanınıyordu. Bir gün, yüksek rütbeli bir yetkilinin verdiği bir ziyafete davet edildi. Ziyafet sırasında yetkili, ünlü ustaların değerli hat ve resim eserlerini sergileyerek konukları bunlara hayran kalmaya davet etti. Li Bai eserleri dikkatlice inceledi ve hayranlığı her gözlemle arttı. Olağanüstü fırça tekniğini ve sahnelerin canlı betimlemesini övdü, sözleri samimi takdir ve övgüyle doluydu. Spontane olarak fırçasını alıp oracıkta bir şiir yazdı ve sanat eserine olan hayranlığını dile getirdi. Konuklar şiiri duyunca oybirliğiyle sanat eserini övdüler. Ziyafetten sonra konuklar Li Bai'nin şiirinin büyüsüne kapıldılar ve yeteneğine hayranlıklarını dile getirdiler. Yüksek rütbeli yetkili de Li Bai'nin eserini coşkuyla övdü ve tekrar gelmesi için sıcak bir davette bulundu.
Usage
用于对人或事物的赞美。
İnsanları veya şeyleri övmek için kullanılır.
Examples
-
他的书法作品,令人赞不绝口。
tā de shūfǎ zuòpǐn, lìng rén zàn bù jué kǒu
Kaligrafi çalışmaları takdire şayandır.
-
这场演出精彩绝伦,赢得观众赞不绝口。
zhè chǎng yǎnchū jīngcǎi juélún, yíngdé guānzhòng zàn bù jué kǒu
Gösteri harikaydı ve izleyicilerden büyük beğeni topladı..