防不胜防 önlenemez
Explanation
形容防备不过来。
Önlenmesi mümkün olmayan bir şeyi tanımlar.
Origin Story
话说唐朝时期,有个名叫李白的诗人,他文采飞扬,才华横溢,深受人们的喜爱。然而,他却也因此招来了许多嫉妒和陷害。一次,李白在长安城里游玩,无意中得罪了一位权贵,这位权贵心胸狭窄,便暗中派人跟踪监视李白,伺机报复。李白对此毫无察觉,依旧过着潇洒自在的生活。一天,李白外出散步,突然遭到一群黑衣人的袭击,这些人武功高强,招式狠辣,李白虽然身手不凡,但寡不敌众,很快便落入了下风。他奋力抵抗,却始终无法摆脱黑衣人的纠缠。他意识到,这些黑衣人来者不善,而且自己似乎陷入了精心策划的圈套之中。然而,无论他如何小心谨慎,都无法预料到敌人下一个攻击会从哪里来,防不胜防。在一番激烈的搏斗之后,李白最终还是被黑衣人擒获,并被关押了起来。这件事让李白深刻体会到,即使自己才华横溢,也难以防范那些心怀叵测之人的恶意攻击。从此之后,李白更加谨慎小心,时刻保持警惕,以免再次陷入险境。
Eskiden, Tang Hanedanlığı döneminde, parlak yazıları ve yeteneğiyle hem hayranlık hem de kıskançlık çeken Li Bai adında bir şair vardı. Chang'an'da bir gün, farkında olmadan güçlü bir asilzadenin gönlünü kırdı ve bu asilzade, kinahini, Li Bai'yi gizlice takip edip intikam almak için uygun bir zamanı beklemesi için adamlar gönderdi. Tehlikeden habersiz Li Bai, kaygısız hayatına devam etti. Bir gün yürüyüş yaparken, aniden bir grup siyah giysili adam tarafından saldırıya uğradı, usta savaşçılar onu alt etti. Li Bai kendisi de yetenekli olmasına rağmen, sayıca azdı ve hızla geride kaldı. Şiddetle direndi ama peşini bırakmadı. Kötü niyetli olduklarını ve bir tuzağa düştüğünü fark etti, ama ne kadar dikkatli olursa olsun, bir sonraki hamlelerini tahmin edemedi. Tamamen savunmasızdı. Şiddetli bir mücadeleden sonra Li Bai yakalandı ve hapsedildi. Bu deneyim ona sert bir ders verdi: olağanüstü yetenek bile onu kötü niyet besleyenlerin kötülüğünden koruyamazdı. O zamandan beri Li Bai daha dikkatli ve tetikte oldu, böyle bir kaderden kaçınmak için sürekli olarak uyanık kaldı.
Usage
用作谓语、定语;表示难以防备。
Yüklem veya sıfat olarak kullanılır; bir şeyin önlenmesinin zor olduğunu ifade eder.
Examples
-
他的诡计真是防不胜防。
tā de guǐjì zhēnshi fáng bù shèng fáng
Onun hileleri gerçekten de önlenemezdi.
-
在与那些心怀鬼胎的人打交道时,我们必须防不胜防。
zài yǔ nàxiē xīnhuái guǐtāi de rén dǎ jiāodao shí, wǒmen bìxū fáng bù shèng fáng
Kötü niyetli insanlarla uğraşırken, her türlü tehlikeye karşı tetikte olmalıyız