坚强不屈 yılmaz
Explanation
指意志坚定,决不屈服。形容在逆境中表现出顽强的精神。
Sert bir iradeye, asla boyun eğmemeye işaret eder. Tersliklerde gösterilen güçlü ruhu tanımlar.
Origin Story
话说唐朝贞观年间,边关告急,突厥大军压境。一位名叫李靖的将军临危受命,率领将士们奋勇杀敌。突厥军队人数众多,装备精良,唐军几次交战都处于劣势。李靖将军并没有因此灰心丧气,反而更加振奋士气,他多次深入敌营侦察,分析敌情,最终找到突厥军队的弱点,然后巧妙地运用计谋,打败了敌人。李靖将军的坚强不屈的精神激励着一代又一代的将士们保家卫国。
Tang Hanedanlığı'nın Zhenguan döneminde, sınırda bir kriz çıktığı ve Türk ordusunun saldırdığı söylenir. Li Jing adlı bir general, birliklerini yönetmekle görevlendirildi. Türk ordusu çok kalabalıktı ve iyi donanımlıydı; Tang ordusu savaşlarda tekrar tekrar yenildi. Ancak cesaretini kırmak yerine General Li Jing birliklerini topladı, düşman topraklarında birkaç cesur keşif görevi gerçekleştirdi, durumu analiz etti ve sonunda Türk ordusunun stratejisindeki bir zayıflığı keşfetti. Daha sonra zekice taktiklerini kullanarak düşmanı yendi. General Li Jing'in kararlı ruhu, yüzyıllardır sayısız askeri vatanlarını savunmaya ilham verdi.
Usage
用于形容人在面对困难或压力时,表现出的顽强和不屈服的精神。
Bir kişinin zorluklar veya baskılarla karşı karşıya kaldığında gösterdiği güçlü ve boyun eğmez kararlılığı tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
面对强敌,他依然坚强不屈。
miàn duì qiáng dí, tā yīrán jiān qiáng bù qū
Güçlü bir düşman karşısında bile yılmadı.
-
革命先烈坚强不屈,最终取得了胜利。
gé mìng xiānliè jiān qiáng bù qū, zuì zhōng qǔ dé le shènglì
Devrim şehitleri yılmadan direndiler ve sonunda zafer kazandılar。