心神不定 huzursuz
Explanation
形容心里烦躁不安,精神不平静的状态。
Bir kişinin zihnen huzursuz ve rahatsız hissettiği bir durumu tanımlar.
Origin Story
话说唐朝时期,一位名叫李白的诗人正准备参加科举考试。然而,他却心神不定,无法集中精力。他脑海中浮现出各种画面:金榜题名后的荣耀,落榜后的失意,以及父母殷切的期盼。这些复杂的思绪交织在一起,让他焦虑不安,难以入眠。夜幕降临,他辗转反侧,无法平静。他起身走到窗前,望着窗外皎洁的月光,心中仍然充满了担忧和忐忑。他想起自己平时勤奋苦读,却始终无法完全摆脱心中的焦虑。他深知,这次考试对他来说至关重要,关系到他未来的命运。然而,这种心神不定的状态,却让他难以发挥出最佳水平。最终,李白还是参加了考试,尽管结果并不理想,但他从中也吸取了宝贵的经验教训,学会了如何更好地控制自己的情绪,面对挑战。
Rivayete göre, Li Bai adında bir şair önemli bir sınava hazırlanıyordu. Ancak huzursuzdu ve odaklanamıyordu. Aklında başarı ve başarısızlığın imgeleri, ailesinin beklentileri vardı. Bu düşünceler onu endişeli ve uykusuz yapıyordu. Pencereye gitti, aya baktı, ama endişeleri devam etti. Bu sınavın hayatını etkileyeceğini biliyordu. Ancak bu huzursuzluk, en iyisini vermesini engelledi. Sonuç ideal olmasa da Li Bai bu deneyimden ders çıkararak duygularını daha iyi kontrol etmenin yollarını buldu.
Usage
用于形容人内心烦乱不安,精神不集中。
Zihnen huzursuz ve rahatsız olan birini tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
他考试前心神不定,怎么也静不下心来复习。
tā kǎoshì qián xīnshén bùdìng, zěnme yě jìng bù xià xīn lái fùxí. tīngdào zhège huài xiāoxi, tā xīnshén bùdìng, zhěngyè dōu shuì bu zháo jiào.
Sınavdan önce huzursuzdu ve ders çalışmaya konsantre olamıyordu.
-
听到这个坏消息,她心神不定,整夜都睡不着觉。
ta kaoshi qian xinshen bu ding, zenme ye jing bu xia xin lai fuxi. tingdao zhe ge huai xiaoxi, ta xinshen bu ding, zhengye dou shui bu zhao jiao
Kötü haberi duyunca çok üzüldü ve bütün gece uyuyamadı