息息相通 yakından bağlantılı
Explanation
形容彼此的关系非常密切,如同呼吸一样相互关联。
Çok yakın bir ilişkiyi, nefes alma ve yaşam arasındaki bağlantı kadar yakın olanı tanımlar.
Origin Story
很久以前,在一个偏僻的山村里,住着一位名叫阿牛的年轻樵夫和一位名叫阿香的美丽村姑。阿牛每天清晨上山砍柴,阿香则在家中纺线织布。他们俩从小一起长大,青梅竹马,感情深厚,他们的生活虽然简单,却充满了快乐。阿牛砍柴时,会常常想起阿香,仿佛阿香的微笑就盛开在山花之中。阿香纺线时,也会常常想起阿牛,仿佛阿牛的歌声就回荡在山林之间。他们的心紧紧相连,他们的生活息息相通,如同两棵互相依偎的树木,共同抵御风雨,共同享受阳光。有一天,山村里爆发了一场大火,眼看就要烧到阿牛和阿香的家了,阿牛奋不顾身地冲进火海,救出了阿香,自己却被烧伤了。阿香看到阿牛受伤的样子,非常心疼,她用自己编织的草药为阿牛敷药,悉心照顾他,直到他痊愈。他们俩的经历更加深了彼此之间的感情,他们的心更加紧密地联系在一起,他们的生活也更加息息相通。从此以后,阿牛和阿香的故事便传遍了整个山村,成为了山村里一段美好的佳话。
Çok uzun zaman önce, ıssız bir dağ köyünde, Aniu adında genç bir oduncu ve Axian adında güzel bir kız yaşıyordu. Aniu her sabah odun kesmek için dağa çıkarken, Axian evde iplik eğiriyor ve dokuma yapıyordu. İkisi de çocukluktan beri birlikte büyümüşlerdi ve aralarındaki sevgi derin ve samimiydi. Hayatları basit olmasına rağmen mutluluk doluydu. Aniu odun keserken sık sık Axian'ı düşünüyor, sanki Axian'ın gülümsemesi dağ çiçekleri arasında açmış gibiydi. Axian iplik eğirdiğinde sık sık Aniu'yu düşünüyor, sanki Aniu'nun şarkısı ormanda yankılanıyormuş gibiydi. Kalpleri sıkıca bağlıydı, yaşamları birbirine geçmiş, birbirine yaslanmış iki ağaç gibi, birlikte rüzgara ve yağmura karşı koyuyor ve birlikte güneşin tadını çıkarıyorlardı. Bir gün köyde büyük bir yangın çıktı ve alevler Aniu ve Axian'ın evlerini yakmakla tehdit ediyordu. Aniu hiç düşünmeden Axian'ı kurtarmak için ateşe atıldı, ancak kendisi de yandı. Yaralı Aniu'yu gören Axian çok üzüldü. Ördüğü otları Aniu'yu tedavi etmek için kullandı ve iyileşene kadar ona özenle baktı. Yaşadıkları deneyimler birbirlerine olan sevgilerini daha da derinleştirdi, kalpleri daha da yakınlaştı ve yaşamları daha da iç içe geçti. O zamandan beri Aniu ve Axian'ın hikayesi tüm köye yayıldı ve köyün güzel bir öyküsü haline geldi.
Usage
用于形容关系密切,相互关联。
Yakın ve birbirine bağlı bir ilişkiyi tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
他们的思想息息相通,配合默契。
tāmen de sixiang xīxī xiāng tōng, pèihé mòqì
Düşünceleri yakından bağlantılı ve uyumlu bir şekilde çalışıyorlar.
-
两国文化交流频繁,彼此息息相通。
liǎng guó wénhuà jiāoliú pínfán, bǐcǐ xīxī xiāng tōng
İki ülke arasındaki sık kültür alışverişleri onları birbirine sıkı sıkıya bağlı hale getirdi.