振奋人心 İlham verici
Explanation
使人心奋起,精神振作;使人感到兴奋和激动。
İlham vermek ve motive etmek; büyük heyecan ve coşkuya neden olmak
Origin Story
话说唐朝时期,边关告急,敌军来犯,大将军李靖临危不乱,他根据敌情,制定了周密的作战计划,并亲自上阵,带领将士们英勇杀敌,终于取得了胜利。消息传回长安城,举国上下欢腾,家家户户张灯结彩,庆祝胜利。百姓们纷纷走上街头,载歌载舞,庆祝这场振奋人心的胜利。这场胜利不仅保卫了家园,更重要的是,它振奋了军民士气,鼓舞了全国人民的斗志,也让大唐的国威更加强盛。
Tang Hanedanlığı döneminde, sınırda bir acil durum yaşandı; düşman birlikleri saldırdı. General Li Jing sakin kaldı ve kapsamlı bir savaş planı geliştirdi. Ordunun başına bizzat geçti ve düşmanla cesurca savaştı. Sonunda kazandılar. Haber Çangan'a ulaştı ve tüm ülke sevinç içindeydi; her ev ışıklarla süslendi ve zafer kutlandı. Vatandaşlar sokağa döküldü, şarkı söyleyip dans ederek zafer kazanılan savaşı kutladılar. Zafer yalnızca yurtlarını korumakla kalmadı, aynı zamanda ordu ve sivillerin moralini yükseltti, ülkedeki tüm insanları cesaretlendirdi ve Tang Hanedanlığı'nın gücünü artırdı.
Usage
作谓语、定语;形容使人振奋的事物。
Yüklem, sıfat; birini cesaretlendiren bir şeyi tanımlar.
Examples
-
全国人民听到这个消息后,都感到振奋人心。
quanguo renmin ting dao zhege xiaoxi hou, dou gandao zhenfen renxin
Bu haberi duyanca tüm ülke halkı coşku duydu.
-
他的演讲振奋人心,鼓舞了大家继续奋斗。
tadesi yanzhengfenrenxin, gumvle dajia jixu fendou
Konuşması ilham vericiydi ve herkesi mücadeleye devam etmeye teşvik etti