独出心裁 benzersiz
Explanation
指构思、设计或想法非常独特新颖,不同于一般人。
Olağan insanlardan farklı olarak çok benzersiz ve yeni bir kavram, tasarım veya fikre işaret eder.
Origin Story
话说唐朝时期,一位名叫李白的诗人,他为了参加朝廷举办的诗歌比赛,绞尽脑汁地构思新颖的诗篇。他不想落入俗套,而是希望自己的作品能够独树一帜,让人眼前一亮。于是,他白天在山间漫步,细细观察大自然的美景;夜晚则秉烛夜读,汲取古人的智慧。经过数日的苦思冥想,他终于写出了一首与众不同的诗作,这首诗不仅语言清新自然,而且意境深远,令人回味无穷。这首诗在比赛中脱颖而出,使他名扬天下。
Söylendiğine göre Tang Hanedanlığı döneminde, saray tarafından düzenlenen bir şiir yarışmasına katılmak için, Li Bai adlı bir şair yeni şiirler bulmak için çok çalıştı. Sıradan şiirlere düşmek istemedi, aksine eserlerinin benzersiz olmasını ve insanları şaşırtmasını istedi. Bu yüzden günlerini dağlarda yürüyerek, doğanın güzelliğini dikkatlice izleyerek geçirdi; geceleri mum ışığında okuyup eski insanların bilgeliğinden faydalandı. Günlerce yoğun düşünmeden sonra sonunda dili hem taze ve doğal, hem de anlamı derin olan eşsiz bir şiir yazdı, kalıcı bir izlenim bıraktı. Bu şiir yarışmada en iyi sonucu elde etti ve onu ünlü yaptı.
Usage
形容事物新颖别致,与众不同。多用于褒义。
Yeni ve benzersiz bir şeyi tanımlamak için kullanılır. Genellikle olumlu anlamda kullanılır.
Examples
-
他的设计独出心裁,令人眼前一亮。
tā de shè jì dú chū xīn cái, lìng rén yǎn qián yī liàng
Tasarımı benzersiz ve göz alıcı.
-
这场演出独出心裁,别具一格。
zhè chǎng yǎn chū dú chū xīn cái, bié jù yī gé
Bu gösteri benzersiz ve kendine özgü bir tarza sahip