别出心裁 benzersiz
Explanation
比喻想法独特,与众不同。
Benzersiz ve özgün bir fikri ifade eder.
Origin Story
从前,在一个偏僻的小村庄里,住着一位名叫阿福的年轻木匠。他总是能用最简单的木材创造出令人惊艳的作品。有一天,村长要举办一次盛大的庆典,邀请村里的木匠们制作一些装饰品。其他的木匠都制作出一些千篇一律的传统图案,而阿福却别出心裁,用各种不同颜色的木材拼出了栩栩如生的飞鸟和走兽。他的作品不仅精致,而且充满了活力,立刻吸引了所有人的目光。村长和村民们都赞叹阿福的才华,庆典也因为阿福别出心裁的作品而更加热闹非凡。
Eskiden, uzak bir köyde A Fu adında genç bir marangoz yaşarmış. Her zaman en basit ağaçlardan şaşırtıcı eserler yaratmayı başarırmış. Bir gün köy ağası büyük bir kutlama yapmaya karar vermiş ve köy marangozlarını süs eşyası yapmaları için davet etmiş. Diğer marangozlar bir dizi geleneksel ve monoton desen üretirken, A Fu ise zekasını göstermiş. Canlı kuşlar ve hayvanlar yaratmak için farklı renklerde ahşap kullanmış. Eserleri sadece zarif değil, aynı zamanda canlılık doluymuş ve herkesin dikkatini hemen çekmiş. Köy ağası ve köylüler A Fu'nun yeteneğini övmüşler ve kutlama, A Fu'nun eşsiz eserleri sayesinde daha da hareketli olmuş.
Usage
用于形容设计、想法、作品等独特新颖。
Benzersiz ve yeni tasarımları, fikirleri ve çalışmaları tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
这次展览别出心裁,吸引了很多游客。
zhè cì zhǎnlǎn bié chū xīn cái, xīyǐn le hěn duō yóukè.
Bu sergi benzersiz ve birçok turisti çekti.
-
他的设计别出心裁,令人耳目一新。
tā de shèjì bié chū xīn cái, lìng rén ěr mù yī xīn.
Tasarımı yenilikçi ve ferahlatıcı.