相形见拙 karşılaştırıldığında beceriksiz görünmek
Explanation
比喻和同类的事物相比较,显出自己的不足。
Bu deyim, bir şeyin veya birinin başka bir şeye veya birine kıyasla daha az etkileyici görünmesi için kullanılır.
Origin Story
话说唐朝时期,有两个年轻的书法家,张三和李四,他们都以精湛的书法闻名于一方。一日,他们决定在集市上公开展示他们的作品,以比试高下。张三率先展示了他的作品,字体工整秀丽,气势磅礴,观者无不赞叹。然而,轮到李四展示时,他的作品虽然也写得不错,但与张三的作品相比,就显得逊色不少了,显得笨拙,甚至有些稚嫩。人们不禁感叹,李四的书法虽然不错,但在张三面前却相形见拙了。李四看着张三的作品,也默默地反思了自己的不足,发奋苦练,最终也成为了一代书法大师。这个故事告诉我们,要不断学习,才能超越自我,才能避免相形见拙。
Bir zamanlar, sanatlarıyla ünlü iki genç sanatçı, Ahmet ve Mehmet vardı. Bir gün eserlerini sergilemeye karar verdiler. Ahmet eserlerini önce sergiledi ve herkesi etkiledi. Ancak, Mehmet'in eserleri Ahmet'in eserleriyle karşılaştırıldığında daha az etkileyiciydi. Mehmet eksikliklerini fark etti ve çok çalışarak büyük bir sanatçı oldu. Bu hikaye bize sürekli öğrenmenin önemini öğretiyor.
Usage
用作谓语、定语;多用于书面语;含贬义。
Yüklem ve sıfat olarak kullanılır; çoğunlukla yazılı dilde kullanılır; olumsuz anlam taşır.
Examples
-
他的书法作品与名家相比,相形见拙。
tā de shūfā zuòpǐn yǔ míngjiā xiāngbǐ,xiāngxíng jiàn zhuō。
Onun hat sanatı eserleri, ünlü ustaların eserleriyle karşılaştırıldığında oldukça basit görünüyor.
-
这次比赛,我们队相形见拙,输得很惨。
zhè cì bǐsài,wǒmen duì xiāngxíng jiàn zhuō,shū de hěn cǎn。
Bu yarışmada, takımımız rakip takımın çok gerisinde kaldığı için ağır bir yenilgi aldı