肺腑之言 yürekten gelen sözler
Explanation
出自内心,真实可信的话语。
Kalbin derinliklerinden gelen sözler; yürekten gelen sözler.
Origin Story
一位老农在田间辛勤劳作,汗水浸透了他的衣衫。傍晚时分,他坐在田埂上休息,一位年轻的书生来到他身旁,向他请教人生的道理。老农放下手中的农具,用沙哑的声音说道:"孩子,人生就像这田地一样,需要辛勤耕耘,才能收获果实。不要轻信那些花言巧语,要多听一些肺腑之言,才能明辨是非,找到人生的方向。"老农的肺腑之言,让书生受益匪浅,他明白了人生的真谛,不再被虚假的外表所迷惑。此后,他更加努力学习,最终成为了一位德高望重的学者。
Yaşlı bir çiftçi, ter içinde çalışıyordu tarlada, teri kıyafetlerini ıslatmıştı. Akşam, tarlanın kenarında dinlenirken, genç bir bilgin yanına gelip hayattan bahsetti. Çiftçi aletlerini bıraktı ve kısık bir sesle dedi ki: "Çocuk, yaşam bu tarla gibidir; meyvesini almak için çok çalışmak gerekir. Güzel sözlere kolay kolay inanma, doğruyu yanlıştan ayırmak ve hayatının yolunu bulmak için daha çok yürekten gelen sözleri dinle." Yaşlı çiftçinin yürekten gelen sözleri bilgini çok etkiledi, hayatın gerçek anlamını anladı ve artık yanlış görünüşlere aldanmadı. Ondan sonra daha çok çalıştı ve sonunda saygın bir bilgin oldu.
Usage
用于形容说话真诚,发自内心。
Kalpten ve içten konuşan birini tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
他说了肺腑之言,打动了我的心。
tā shuōle fèifǔ zhī yán, dǎdòngle wǒ de xīn.
Samimi sözleri beni çok etkiledi.
-
这篇评论是作者的肺腑之言,字字句句都饱含真情。
zhè piān pínglùn shì zuòzhě de fèifǔ zhī yán, zì zì jù jù dōu bǎohán zhēnqíng.
Bu yorum yazarın yürekten gelen sözleri; her sözcük samimiyet dolu.