自寻烦恼 kendi kendine başının belası aramak
Explanation
自寻烦恼指自己给自己找麻烦,制造烦恼,多指不必要的烦恼。
Kendi kendine sorun aramak, kendine sorun çıkarmak, sorun yaratmak, çoğunlukla gereksiz sorunlar anlamına gelir.
Origin Story
话说林黛玉在大观园中,性格清高孤傲,又多愁善感。一日,她与宝钗等人闲谈,无意中谈及身世,想到自己寄人篱下,无依无靠,不禁黯然神伤,泪如雨下。宝玉见状,笑着说她‘自寻烦恼’。黛玉本就心思细腻,宝玉此言无意中触动了她心中的伤痛,更是哭得伤心不已。宝钗等人见此情景,纷纷劝慰。其实,黛玉的悲伤并非无缘无故,她内心深处渴望亲情,渴望归属感,而这种渴望正是她自寻烦恼的根源。她的眼泪,也并非只是单纯的悲伤,更是对自身境遇的一种无奈和抗争。这个故事告诉我们,很多时候,我们的烦恼并非来自外界,而是源于我们内心的不安和执着。与其自寻烦恼,不如坦然面对,积极调整心态,寻找解决问题的办法。
Lin Daiyu'nun Büyük Bahçede yaşadığı ve doğal olarak gururlu, yalnız ve duygusal olduğu söylenir. Bir gün, Baochai ve diğerleriyle sohbet ederken, farkında olmadan geçmişi hakkında konuştu ve kimseye güvenemeyeceğini düşünerek üzüldü ve yağmur gibi gözyaşı döktü. Baoyu bunu görünce güldü ve kendine "başının belası aradığını" söyledi. Daiyu'nun duyguları çok hassastı ve Baoyu'nun düşüncesiz sözleri onun duygusal yarasına dokundu ve daha çok ağladı. Baochai ve diğerleri bu sahneyi gördü ve onu teselli etti. Aslında, Daiyu'nun üzüntüsünün sebepsiz değildi; kalbinin derinliklerinde aile ve ait olma duygusuna özlem duyuyordu ve bu özlem onun sorunlarının kökeniydi. Gözyaşları sadece basit bir üzüntü değildi, aynı zamanda kendi durumuna karşı bir çaresizlik ve direniş ifadesiydi. Bu hikaye bize sorunlarımızın genellikle dışarıdan değil, iç huzursuzluğumuzdan ve bağlanmalarımızdan kaynaklandığını gösteriyor. Kendimize sorun aramak yerine, olayları sakin bir şekilde kabul etmek, olumlu bir tutum geliştirmek ve çözüm aramak daha iyidir.
Usage
用于形容自己给自己找麻烦,制造烦恼。
Kendine sorun çıkarmayı, sorun yaratmayı tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
他总是自寻烦恼,真是让人无奈。
tā zǒngshì zì xún fánnǎo, zhēnshi ràng rén wú nài.
Her zaman kendi kendine sorun çıkarıyor, gerçekten can sıkıcı.
-
不要自寻烦恼,凡事想开些。
bùyào zì xún fánnǎo, fánshì xiǎng kāi xiē.
Kendine sorun yaratma, her şeye sakin bir şekilde bak.
-
他杞人忧天,自寻烦恼。
tā qǐrén yōutiān, zì xún fánnǎo
Boş şeylerden endişeleniyor ve kendi kendine sorun yaratıyor