舍生忘死 舍生忘死
Explanation
舍生忘死,指不把个人的生死放在心上。形容为了正义事业,不惜牺牲自己的生命。
“舍生忘死” kendi hayatı ve ölümü hakkında endişelenmemek anlamına gelir. Adaletli bir davaya hayatını feda etmeye hazır birini tanımlar.
Origin Story
在古代的战场上,战火纷飞,硝烟弥漫。一支军队正与敌人激战,双方都拼尽全力,战况十分激烈。 一位将军名叫李将军,他率领着一支精锐部队冲锋陷阵,面对敌人的猛烈攻击,他毫不畏惧,奋勇杀敌。他手持长枪,身披战甲,左冲右突,杀得敌人丢盔弃甲,士气大振。 战斗中,李将军的战马被敌人的箭射中,将军也负了伤,但仍然坚持战斗,他挥舞着长枪,奋力拼杀,最终击退了敌人的进攻。 李将军的士兵们看到将军的勇猛,也士气大振,他们奋勇杀敌,最终取得了胜利。 李将军舍生忘死,为国家、为人民奋战到底,他的精神永远值得我们学习。
Antik bir savaş alanında, savaş alevleri çatırdıyordu ve hava dumanla doluydu. Bir ordu düşmanla şiddetli bir savaştaydı, her iki taraf da tüm gücüyle savaşıyordu. General Li adında bir general, elit birliğiyle savaşa girdi, düşmanın şiddetli saldırılarıyla korkusuzca yüzleşti, cesurca savaştı. Uzun bir mızrak tutuyordu, zırh giyiyordu, sağa sola koşuyordu, düşmanı bozguna uğratıyordu, morali yükseltiyordu. Savaşın ortasında, General Li'nin atı düşman okuyla vuruldu ve generalin kendisi de yaralandı, ancak savaşmaya devam etti. Uzun mızrağını salladı, tüm gücüyle savaştı ve sonunda düşmanın saldırısını püskürttü. General Li'nin askerleri, generalin cesaretini görünce, kendileri de ilham aldı. Cesurca savaştılar ve sonunda zafer kazandılar. General Li, ülkesi ve halkı için hayatını feda etti. Sonuna kadar savaştı ve ruhu her zaman öğrenmeye değer olacak.
Usage
这个成语多用于描写战争、革命等重大历史事件中,英雄人物为了国家、人民,不惜牺牲自己的生命,表现了他们高尚的思想和品质。
Bu deyim, savaşlar veya devrimler gibi büyük tarihsel olaylarda ülkeleri ve halkları için hayatlarını feda etmeye hazır kahramanları tanımlamak için sıklıkla kullanılır. Onların asil düşüncelerini ve özelliklerini gösterir.
Examples
-
英雄们舍生忘死,保家卫国。
yīng xióng men shě shēng wàng sǐ, bǎo jiā wèi guó.
Kahramanlar, ülkeyi savunmak için hayatlarını feda ettiler.
-
战士们舍生忘死,英勇作战,最终取得了胜利。
zhàn shì men shě shēng wàng sǐ, yīng yǒng zhàn zhàn, zuì zhōng qǔ dé le shèng lì.
Askerler hayatlarını riske atarak cesurca savaştılar ve sonunda zafer kazandılar.
-
为了完成任务,他们舍生忘死,奋勇拼搏。
wèi le wán chéng rèn wù, tā men shě shēng wàng sǐ, fèn yǒng pīn bó.
Görevi tamamlamak için hayatlarını riske attılar.