言之成理 mantıklı
Explanation
指所说的话有道理,合乎情理。
Söyledikleri mantıklı ve akla uygun demektir.
Origin Story
战国时期,著名的法家代表人物邓析,以其独特的法治思想闻名于世。他认为,治理国家应该以法为准绳,而不是依靠传统的礼乐制度。邓析常常聚集民众,讲解他的法治思想,并帮助百姓解决法律纠纷。他的论点总是言之成理,清晰易懂,即使是普通的百姓也能理解他的观点。他甚至还撰写了一部新的刑法典籍《竹刑》,主张通过制定完善的法律来规范社会行为,推进社会的公平正义。虽然他的改革思想遭到了一些贵族势力的强烈反对,但他坚持自己的主张,因为他深信法治才是国家长治久安的根本之道。邓析的故事,不仅展现了他卓越的法律才华,更体现了他坚持真理,为百姓谋福祉的崇高品德。他的法治思想对后世产生了深远的影响,即使在今天,我们仍然能够从他的故事中汲取许多宝贵的经验和智慧。
Savaşan Devletler Dönemi'nde, Legalizm'in ünlü bir temsilcisi olan Deng Xi, eşsiz hukuk yoluyla yönetim felsefesiyle tanınıyordu. Ülkeyi yönetmenin geleneksel ritüel ve müziğe değil, yasalara dayanması gerektiğine inanıyordu. Deng Xi, sık sık insanları fikirlerini açıklamak ve hukuki anlaşmazlıkları çözmelerine yardımcı olmak için bir araya getiriyordu. Argümanları her zaman mantıklı ve anlaşılması kolaydı, hatta sıradan insanlar için bile. Hatta sosyal davranışı düzenlemek ve toplumsal adaleti ve adaleti teşvik etmek için kapsamlı yasaların oluşturulmasını savunan yeni bir ceza kanunnamesi, Bambu Kanunnamesi bile derledi. Reform fikirleri bazı aristokrat fraksiyonlardan şiddetli muhalefetle karşılaşmasına rağmen, inançlarında ısrar etti, çünkü hukukun üstünlüğünün ülkede uzun süreli istikrar ve barışın temel yolu olduğuna sıkıca inanıyordu. Deng Xi'nin öyküsü, yalnızca olağanüstü hukuk yeteneğini değil, aynı zamanda gerçeğe bağlılığını ve halkın refahına olan bağlılığını da yansıtıyor. Hukukun üstünlüğü hakkındaki fikirleri sonraki nesiller üzerinde derin bir etki bıraktı ve bugün bile, öyküsünden değerli dersler ve bilgelik çıkarabiliyoruz.
Usage
用于评论或评价观点或论述是否合理。
Bir görüşün veya argümanın mantıklı olup olmadığını değerlendirmek için kullanılır.
Examples
-
他的说法言之成理,令人信服。
tā de shuōfǎ yán zhī chéng lǐ, lìng rén xìnfú
Sözleri mantıklı ve ikna edici.
-
这个解释言之成理,我明白了。
zhège jiěshì yán zhī chéng lǐ, wǒ míngbai le
Bu açıklama mantıklı, anladım.
-
他的分析言之成理,值得采纳。
tā de fēnxī yán zhī chéng lǐ, zhídé cǎinà
Analizi mantıklı ve benimsenmeye değer.