饥不择食 açlık yemek seçmez
Explanation
形容人因为饥饿而顾不上选择食物,什么都吃。也比喻因急需而顾不上选择。
Açlıktan dolayı yiyeceğe karşı seçici olmayan ve her şeyi yiyen birini tanımlar. Ayrıca birinin acil ihtiyaçlardan dolayı seçim yapmamasını da ifade edebilir.
Origin Story
话说唐朝时期,有个书生名叫李白,他从小就喜好读书,对知识有着强烈的渴望。一次,他去京城赶考,路途遥远,盘缠有限。走到半路,他的钱财已经花光,囊中羞涩,饥饿难耐。他走投无路,只好沿街乞讨。这时,他看到一个农家院子里,堆着一堆烂菜叶,一些被虫蛀的果子,还有几根发霉的玉米棒子。饥饿难耐的他,顾不上这些食物是否干净,也不去考虑它们是否健康,他一把抓起那些食物,狼吞虎咽地吃了起来。他吃得又快又猛,全然忘记了自身的形象,只顾着填饱肚子。吃完之后,他感觉舒服多了,继续赶路,最终到达京城,参加考试。虽然结果不如意,但他这种饥不择食的精神,却令人敬佩。
Söylendiğine göre Tang Hanedanlığı sırasında, çocukluğundan beri okumayı seven ve bilgiye karşı büyük bir özlemi olan Li Bai adında bir bilgin vardı. Bir keresinde imparatorluk sınavına girmek için başkente gitti. Yolculuk uzundu ve sınırlı parası vardı. Yolun yarısında parası tükendi ve parasız ve aç kaldı. Çaresizce sokaklarda dilenmek zorunda kaldı. Bu sırada bir çiftlik avlusunda bir yığın çürümüş sebze yaprağı, kurtlu birkaç meyve ve birkaç küflü mısır koçanı gördü. Açlıktan bitkin düştüğü için bu yiyeceklerin temiz olup olmadığı veya sağlıklı olup olmadığıyla ilgilenmedi. Bu yiyecekleri kapıp açgözlülükle yedi. Hızlı ve şiddetle yedi, imajını tamamen unuttu, sadece karnını doyurmakla ilgilendi. Yedikten sonra çok daha iyi hissetti ve yolculuğuna devam ederek sonunda sınava girmek için başkente ulaştı. Sonuç tatmin edici olmasa da, açken seçici davranmaması takdire şayandı.
Usage
用于形容人因为饥饿而什么都吃,也比喻因急需而顾不上选择。
Açlıktan dolayı her şeyi yiyen birini tanımlamak için kullanılır ve ayrıca birinin acil ihtiyaçlardan dolayı seçim yapmamasını da ifade edebilir.
Examples
-
逃难时,他饥不择食,抓起什么就吃什么。
táonàn shí, tā jībùzéshí, zhuā qǐ shénme jiù chī shénme
Kaçarken, aç olduğu için bulduğu her şeyi yedi.
-
连续几天赶路,他饥肠辘辘,饥不择食地吃起了路边摊上的东西。
liánxù jǐ tiān gǎn lù, tā jīchánglùlù, jībùzéshí de chī qǐ le lùbiān tān shang de dōngxi
Birkaç günlük yolculuktan sonra çok açtı ve yol kenarındaki tezgahtan her şeyi yedi.