黑灯瞎火 zifiri karanlık
Explanation
形容非常黑暗,没有灯光。
ışık olmayan çok karanlık bir ortamı tanımlar
Origin Story
在一个漆黑的夜晚,小明独自一人走在回家的路上。天空中没有一丝月光,周围的树木投下浓重的阴影,路上没有路灯,也没有任何灯光,只有小明手中微弱的手电筒发出微弱的光芒。他小心翼翼地走着,生怕一个不小心摔倒。周围静悄悄的,只有他自己的脚步声在黑夜中回响,他感觉自己仿佛置身于一个巨大的、黑暗的迷宫中。小明加快了脚步,终于回到了家。他长长地舒了一口气,庆幸自己安全地回到了家。他关上门,打开了家里的灯,温暖的灯光驱散了黑夜中的寒冷和恐惧。
Zifiri karanlık bir gecede, Mehmet tek başına eve doğru yürüyordu. Gökyüzünde ay ışığı yoktu, etraftaki ağaçlar koyu gölgeler düşürüyordu, yolda ne sokak lambası ne de başka bir ışık vardı, sadece Mehmet'in elindeki zayıf el fenerinin soluk ışığı vardı. Dikkatlice yürüyordu, düşmekten korkuyordu. Etrafında derin bir sessizlik vardı, sadece kendi ayak sesleri geceye yankılanıyordu ve kendini büyük ve karanlık bir labirentte gibi hissediyordu. Mehmet hızını artırdı ve sonunda eve vardı. Rahat bir nefes aldı, evine sağ salim ulaştığı için minnettardı. Kapıyı kapattı ve evdeki ışıkları yaktı. Sıcak ışık gecenin soğuğunu ve korkusunu dağıttı.
Usage
多用于描写夜晚黑暗的场景,也比喻事情混乱、不明朗。
Genellikle karanlık gece sahnelerini tanımlamak için kullanılır; aynı zamanda kafa karıştırıcı veya belirsiz bir durumu metaforik olarak tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
黑灯瞎火的,什么也看不见。
hēi dēng xiā huǒ de, shén me yě kàn bu jiàn
Zifiri karanlıktı, hiçbir şey görünmüyordu.
-
夜晚黑灯瞎火,路上行人稀少。
yèwǎn hēi dēng xiā huǒ, lù shang xíng rén xī shǎo
Gece zifiri karanlıktı ve yolda çok az yayaya rastlandı.