不可理喻 Mantıksız
Explanation
形容人或事无法用道理来解释,非常蛮横或固执。
Mantıkla açıklanamayan, çok kibirli veya inatçı bir kişiyi veya şeyi tanımlar.
Origin Story
从前,有个村庄里住着一位老农,他非常固执,别人怎么说他都不听。一天,村里来了位算命先生,老农不信,算命先生就给他算了一卦,说他不久会有大灾难。老农不但不信,还破口大骂,将算命先生赶走了。第二天,老农家的牛突然暴毙,接着,他的房子被雷劈着了,最后,他还被一场大病折磨得死去活来。经历了这些,老农才明白算命先生的话,可是一切都晚了。这便是不可理喻的典型例子,他的固执让他遭受了巨大的损失,也让周围的人对他无奈摇头。
Eskiden, kimseyi dinlemeyen çok inatçı bir çiftçi yaşarmış. Bir gün, köyüne bir falcı geldi ve hayatında bir felaket olacağını öngördü. Çiftçi sadece inanmayı reddetmekle kalmadı, aynı zamanda falcıyı da kovdu. Ertesi gün, çiftçinin öküzü aniden öldü, evi şimşek çaktı ve sonunda ağır bir hastalık tarafından işkence gördü. Ancak bundan sonra falcının ne dediğini anladı, ama çok geçti. Bu, mantıksız olmanın tipik bir örneğidir; inatçılığı büyük kayıplara yol açtı ve çevresindeki insanları umutsuzluğa sürükledi.
Usage
多用于形容人态度蛮横不讲道理,也可以形容事情无法解释。
Çoğunlukla bir kişinin kibirli ve mantıksız tavrını tanımlamak için kullanılır, açıklanamayan bir şeyi tanımlamak için de kullanılabilir.
Examples
-
他的行为简直不可理喻!
tade xingwei jianzhi bukeliyu!
Davranışı tamamen mantıksız!
-
对于他的解释,我完全不可理喻。
duiyuta de jieshi, wo wanquan bukeliyu。
Açıklamasını hiç anlamıyorum