入情入理 mantıklı
Explanation
符合情理,合乎常情。形容说话做事合情合理,让人信服。
Sağduyu ve mantığa uygun; mantıklı ve ikna edici sözleri ve eylemleri tanımlar.
Origin Story
从前,在一个小山村里,住着一位德高望重的老人。他一生行善积德,深受村民爱戴。有一天,村里发生了一件纠纷,两家因为田地边界问题争吵不休,谁也不肯让步。村长请来了老人调解,老人仔细听取了双方的陈述,并认真分析了事情的来龙去脉。他根据村里的规章制度以及两家的实际情况,提出了一个公平合理的解决方案,这个方案既考虑到了双方的利益,又符合村里的传统习俗。双方听了老人的解释,都觉得入情入理,心服口服,最终握手言和。这件事在村里传为佳话,大家都称赞老人的智慧和公正。从此以后,村里再也没有发生过类似的纠纷。
Çok eski zamanlarda, küçük bir dağ köyünde, çok saygın bir ihtiyar yaşarmış. Hayatını iyilik yaparak geçirmiş ve köy halkı tarafından çok sevilirmiş. Bir gün köyde bir tartışma çıkmış ve iki aile tarlalarının sınırları yüzünden uzun süre kavga etmişler, kimse geri adım atmak istemiyormuş. Köyün reisi ihtiyarı arabulucu olmaya davet etmiş. İhtiyar, her iki tarafın açıklamalarını dikkatlice dinlemiş ve olayın ayrıntılarını titizlikle incelemiş. Köyün kurallarına ve iki ailenin gerçek durumuna dayanarak, her iki tarafın çıkarlarını da göz önünde bulunduran ve köyün geleneklerine uygun adil ve mantıklı bir çözüm önermiş. İhtiyarın açıklamasını dinledikten sonra her iki taraf da bunun mantıklı ve ikna edici olduğunu düşünmüş ve sonunda el sıkışıp barışmışlar. Bu hikaye köyde bir efsane haline gelmiş ve herkes ihtiyarın bilgeliğine ve adaletine övgüler yağdırmış. O zamandan beri köyde benzer tartışmalar yaşanmamış.
Usage
用于形容事情合情合理,令人信服。
Mantıklı ve ikna edici bir şeyi tanımlamak için kullanılır.
Examples
-
他的解释入情入理,令人信服。
tade jieshi ru qing ru li,ling ren xinfu.
Açıklaması mantıklı ve ikna ediciydi.
-
这件事处理得入情入理,大家都满意。
zhe jianshi chuli de ru qing ru li,da jia man yi
Bu mesele mantıklı bir şekilde çözüldü ve herkes memnun kaldı