天理人情 Tiān lǐ rén qíng Doğa Kanunu ve İnsan Doğası

Explanation

天理人情是指符合自然规律和社会常理的情理。它强调处理事情要合乎道德伦理,也要考虑人的情感和实际情况。

Doğa kanunu ve insan doğası, hem doğa yasaları hem de toplumun sağduyusuna uygun ilkelere işaret eder. İşlerin ele alınmasının ahlaki etiğe uygun olması ve insanların duygularını ve pratik koşullarını da göz önünde bulundurması gerektiği vurgulanmaktadır.

Origin Story

在一个偏僻的山村里,住着一位年迈的老妇人,她一生勤劳善良,深受乡邻们的爱戴。有一天,村里来了一个外地商人,他看中了老妇人家的那块地,想高价买下。老妇人知道这块地是她祖祖辈辈留下来的,对它有着深厚的感情,不愿意卖。商人几次三番地来劝说,老妇人都坚决不同意。最后,村长出面调解,他告诉商人,虽然买卖自由,但是也要考虑天理人情,老妇人年纪大了,失去这块地,以后的生活将难以保障。商人听了村长的话,这才明白过来,他意识到自己只顾着赚钱,而忽略了天理人情,于是放弃了购买老妇人家土地的念头。

zài yīgè piānpì de shāncūn lǐ, zhù zhe yī wèi niánmài de lǎofùrén, tā yīshēng qínláo shànliáng, shēn shòu xiānglín men de àidài. yǒu yītiān, cūn lǐ lái le yīgè wàidì shāngrén, tā kàn zhòng le lǎofùrén jiā de nà kuài dì, xiǎng gāojià mǎi xià. lǎofùrén zhīdào zhè kuài dì shì tā zǔ zǔ bèi liú xià lái de, duì tā yǒuzhe shēnhòu de gǎnqíng, bù yuànyì mài. shāngrén jǐ cì sān fān de lái quǎnshuō, lǎofùrén dōu jiānjué bù tóngyì. zuìhòu, cūnzhǎng chūmiàn tiáokiě, tā gàosù shāngrén, suīrán mǎimài zìyóu, dànshì yě yào kǎolǜ tiān lǐ rén qíng, lǎofùrén niánjì dà le, shīqù zhè kuài dì, yǐhòu de shēnghuó jiāng nán yǐ bǎozhàng. shāngrén tīng le cūnzhǎng de huà, zhè cái míngbái guòlái, tā yìshí dào zìjǐ zhǐ gù zhe zhuàn qián, ér huǒluè le tiān lǐ rén qíng, yúshì fàngqì le gòumǎi lǎofùrén jiā tǔdì de niàntóu.

Uzak bir dağ köyünde, hayatı boyunca çalışkan ve nazik biri olan ve komşuları tarafından çok sevilen yaşlı bir kadın yaşıyordu. Bir gün, başka bir yerden bir tüccar köye geldi ve yaşlı kadının arazisini beğendi, yüksek fiyata satın almak istedi. Yaşlı kadın, bu arazinin atalarından kaldığını biliyordu ve ona çok bağlıydı, bu yüzden satmak istemiyordu. Tüccar onu defalarca ikna etmeye çalıştı, ancak yaşlı kadın kararlı bir şekilde reddetti. Sonunda köy reisi arabuluculuk yaptı ve tüccara, alım satımın özgür olmasına rağmen ahlak ilkelerini ve insan duygularını da göz önünde bulundurması gerektiğini söyledi. Yaşlı kadın yaşlıydı ve bu arazisini kaybederse geleceği güvensiz olacaktı. Köy reisinin sözlerini dinledikten sonra, tüccar anladı. Sadece para kazanmaya odaklandığını ancak ahlak ilkelerini ve insan duygularını görmezden geldiğini fark etti, bu yüzden yaşlı kadının arazisini satın alma fikrinden vazgeçti.

Usage

用于形容事情处理要合情合理,符合道德和伦理,也要考虑到人的情感和实际情况。

yòng yú xiāo róng shì qíng chǔ lǐ yào hé qíng hé lǐ, fú hé dàodé hé lún lǐ, yě yào kǎo lǜ dào rén de gǎnqíng hé shíjì qíng kuàng

İşlerin mantıklı ve adil bir şekilde, ahlak ve etiğe uygun olarak ve insanların duygularını ve pratik koşullarını da göz önünde bulundurarak ele alınması gerektiğini belirtmek için kullanılır.

Examples

  • 此事既合天理人情,理应如此。

    cǐ shì jì hé tiān lǐ rén qíng, lǐ yìng rú cǐ.

    Bu durum hem doğal yasanın hem de insan doğasının gereklerine uygundur, bu yüzden böyle olmalıdır.

  • 处理事情要合乎天理人情。

    chǔ lǐ shì qíng yào hé hū tiān lǐ rén qíng

    İşler akıl ve insan duygularına göre ele alınmalıdır.